Türkiye sınırları açacak mı, açarsa ne olur? Türkiye’deki mülteciler yanıtlıyor

Türkiye sınırları açacak mı, açarsa ne olur, İran’dan Türkiye’ye 3 milyon mülteci mi gelecek? Afgan Mültecilerle Dayanışma Derneği başkanı Ali Hekmat yanıtlıyor

Daha önce yapıldığı gibi yeniden mültecilerin Türkiye’den Avrupa’ya gidebilmesi için sınırların açılabileceği tehditleri devlet yetkilileri tarafından dillendirilmeye başlandı. Geçtiğimiz günlerde Hollanda ve Almanya ile yaşanan gerginlikle beraber Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve birçok yetkili tarafından dile getirilen sınırları açarız tehdidi bu sefer başbakan yardımcısı Veysi Kaynak tarafından İran’dan Türkiye’ye gelmek isteyen 3 milyon mülteci olduğu iddiasıyla başka bir boyuta taşındı.

Peki sürekli dile getirilen sınırları açarız tehdidi ne kadar gerçekçi ve ne anlama geliyor, bu söylemin mültecilerin hayatlarına etkisi ne? İran’dan Türkiye’ye gelmek isteyen 3 milyon mülteci var mı?

Yaşananları Afgan mültecilerle Dayanışma Derneği başkanı Ali Hekmat ve Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği başkanı Muhammed Salih’le konuştuk.

(Bugün Ali Hekmat yarın Muhammed Salih röportajımıza yer vereceğiz)

Mimar olan Ali Hekmat yıllar önce Türkiye’ye sığındı. Afgan Mültecilerle Dayanışma Derneği başkanı olan Hekmat, Afgan mültecilerin yaşadıkları sorunlara yakından tanıklık etmekte. İran’dan Türkiye’ye gelmek isteyen 3 milyon mültecinin çoğunluğunun Afgan olduğunun söylenmesi Afgan mültecilerle ilgili durumu daha önemli hale getiriyor. Neler yaşandığını Ali Hekmat’a sorduk.

Türkiye’nin yeniden AB ülkelerini sınırlarını açmakla tehdit etmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

İlk olarak bu söylemlere pek inanmadığımı belirtmek istiyorum. Seçime dönük söylemler olduğunu düşünüyorum. Zaten sadece Türkiye’nin batı sınırlarını açmasıyla büyük bir göç hareketinin olacağını söylemek mümkün değil.

Başbakan yardımcısı Veysi Kaynak, İran’dan Türkiye’ye çoğunluğu Afganistanlı olan 3 milyon mültecinin gelmek istediğini söyledi. Sizce İran’dan Türkiye’ye gelmek isteyen 3 milyon mülteci var mı?

Türkiye ile İran arasında mültecilerin geçişi açısından çok güvensiz bir sınır var. Zaten bu sınırlarda her zaman İranlı, Afganistanlı, Pakistanlı, Hindistanlı 50-200 kişinin göç hareketliliği var.

Eğer batı sınırlarının açılması gibi bir durum söz konusu olursa elbette sayının artmasından bahsedebiliriz. Ancak 3 milyon mültecinin gelmesi pek gerçekçi değil. Mültecilerin öncelikle güvenli olmayan İran-Türkiye sınırını geçmeleri gerekiyor. Bu sınırı aşmaları durumunda ve Türkiye’nin batı sınırını açması durumunda bile Yunanistan, Makedonya, Macaristan, Sırbistan’ın sınırlarını açmayacağını düşündüğümüzde bu tespit pek gerçekçi değil.

İran’daki Afganistanlı mülteci sayısı ne kadar?

İran’da kayıtlı 900 bin Afgan mülteci bulunuyor. Tabii İran’da kayıtsız bir şekilde kalan ve Afganistan İran sınırında hareket halinde olan bir buçuk milyon Afgan mültecinin olduğunu söyleyebiliriz.

İran’daki Afgan mültecilerin Türkiye’ye gelmek istediklerini düşünüyor musunuz?

Türkiye’de Afgan mültecilerin sığınma başvuruları değerlendirilmiyor. Türkiye’deki yaşam koşullarının Afgan mülteciler için bir cazibesi yok. Ancak hem İran sınırının hem batı sınırının açılması durumunda Türkiye’yi geçiş ülkesi olarak kullanabilecek bir milyonluk bir nüfus hareketinden bahsedebiliriz.

Fakat daha önce de belirttiğim gibi bu sadece Türkiye’nin sınırlarını açmasıyla gerçekleşecek bir şey değil. Balkan ülkelerinin de sınırlarını açması durumunda oluşabilecek bir hareket.

Yoksa, Yunanistan’daki mültecilerin durumu Türkiye’deki mültecilerinkinden daha kötü. Yunanistan’da iş yok, ev yok, çalışma ve herhangi bir gelir yok. Onun için bugünkü gerçeklikte çok fazla mültecinin geleceğini düşünmüyorum. Ve uzun bir süre boyunca büyük bir göç hareketi olacağını düşünmüyorum.

Devletlerarası gerginliklerle sınırların açılması gibi bir tehdidin ve bazı siyasi liderlerin mültecileri hedef gösteren söylemlerinin konusu olmak hayatınızı nasıl etkiliyor?

Siyasi bir tehdit unsuru olarak değerlendirilmek kötü bir şey. Avrupa’da bunu yapıyor. Tehditler yapılıyor, bize karşı anlaşmalar yapılıyor. Biz ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan mültecileriz.

Gündelik hayatınız bu durumlardan nasıl etkileniyor?

Her zaman tepkilere maruz kalıyoruz. Dükkanda, markette karşılaştığımız gençler, iş arkadaşlarımız mülteciler için harcanacak parayı neden kendi insanlarımız için harcamıyoruz diyorlar.

Çocuklarımızın Türkiye’de eğitimden faydalanabiliyor olmaları ve ciddi travmalarla karşılaşan biz mültecilerin sağlık hizmetinden faydalanmasını çok önemsiyoruz. Biz bu desteklerin farkındayız. Fakat bize yapılan yardımların abartılmasını doğru bulmuyoruz. Çalışabilecek durumda herhangi bir kimsesi bulunmayan dul kadınlara iki ayda bir yapılan 600 TL yardımı alan mülteciler var. Zaten 2011’den sonra sadece devletin değil dernek ve vakıflarında özellikle biz Afganistanlı mültecilere yardımları önemli oranda kesildi. Birçok mülteci zor işlerde düşük ücretlerle çalışarak kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamaya çalışıyor.

Read Previous

Savaşlar, diktatörler ve kadınlar

Read Next

Türkiye sınırları açacak mı, açarsa ne olur? Muhammed Salih yanıtlıyor