Birleşmiş Milletler Göç Terimleri Sözlüğü

Af

Bir şahıs veya grubun, cezai ve siyasi suçlara dair yükümlülükten muaf olacağına ilişkin kanuni garanti. Uyulması ve doğru uygulanması halinde af, mültecilerin gönüllü geri dönüşünü teşvik edebilir.

Afrika’daki Mülteci Sorunlarının Özel Yönlerini Kapsayan ABÖ (Afrika Birliği Örgütü) Sözleşmesi

1951 Sözleşmesi’ndeki mülteci tanımlamasından daha geniş bir mülteci tanımı sağlayan bölgesel nitelikte 1951 Sözleşmesini tamamlayıcı belge. 1969 yılında Kabul edilmiştir, bu belge “mülteci” tanımını, menşe ülkesinin tamamında ya da bir kısmında meydana gelen dış saldırı, istila, yabancı egemenliği ya da kamu düzenini ciddi şekilde tehdit eden olaylardan dolayı kaçan kişileri kapsayacak şekilde benimsemiştir.

Aile İçi Şiddet

Aile içerisinde aile üyeleri arasında yaşanan şiddet eylemlerinin tümüne birden aile içi şiddet denilmektedir. Aile içi şiddet denildiğinde, özel alanda gerçekleşen, aralarında kan bağı ya da hukuksal bağ bulunan, birlikte yaşayan ve kendilerini aile olarak tanımlamış grup içerisinde, sindirmek, küçük düşürmek, güç göstermek, öfke ve stresten kurtulmak amacıyla aile fertlerinden birinin diğerine yöneltilen her türlü şiddet davranışı kastedilmektedir.

Aile Fertlerinin İzinin Sürülmesi

Mülteci bağlamında, BMMYK’nin ilgi alanına giren kişilerin, aile fertlerinin yada yakın akrabaların nerede oldukları hakkında bilgi edinme çabasıdır. Kalıcı çözümler bağlamında iz sürme, aileyi tekrar bir araya getirme amacıyla veya sadece aile üyeleri arasındaki irtibatı kolaylaştırmak için yapılabilir. Uluslararası Kızılhaç Komitesi bu alanda özel olarak görev yapan Merkezi İz Sürme Acentesini yönetmektedir.

Aile Birliği ilkesi

Toplumun doğal ve temel birimi olan ailenin korunmasını sağlayan ilke. Bu ilke kapsamında, eşlere ve mülteci statüsü kriterine uygun bakmakla yükümlü olunan kişilere de mülteci statüsü verilebilir. Eşlerin ve bakmakla yükümlü olunan kişilerin, aile bütünlüğü ilkesi yoluyla mülteci statüsü almaları durumunda bu kişiler “türev statüye” sahip sayılırlar.

Ailelerinden Ayrı Düşmüş Çocuklar

“Ailelerinden ayrı düşmüş çocuklar”, her iki ebeveyninden ya da evvelce yasal veya mutad olarak bakımlarından sorumlu olan kişilerden ayrı olan 18 yaşın altındaki çocuklardır. Bu tip çocukların bazıları tamamen yalnızken, bazıları ise akrabaları ile birlikte yaşıyor olabilir. Bu tür çocukların hepsi ailelerinden ayrı düşmüş çocuklardır ve çeşitli belgeler kapsamında uluslararası korumayı hak ederler.

Ailenin Yeniden Birleştirilmesi

Ailenin bütünlüğü ilkesinin uygulanmasına imkan tanıyan her tür süreç. Genel anlamda kalıcı çözümler, özel anlamda yeniden yerleştirme bağlamında özel bir uygulaması mevcuttur.

Belirli Bir Toplumsal Gruba Mensubiyet

1951 Sözleşmesine göre zulüm nedenleri arasında sayılan 5 temel maddeden biridir. Belirli bir toplumsal grup, grubu diğerlerinden ayıran farklı özelliklere sahiptir. Bu gruptaki kişiler doğuştan gelen ya da sonradan elde edilen bu özellikleri paylaşırlar. (örneğin ilgi alanları,değerler, davranış ya da altyapı) Bu belirleyici özelliklerden birinden vazgeçmeye zorlamak o kişilerin temel insan haklarını ihlal etmek anlamına gelebilir.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Tüzüğü

BMMYK’nin görev yetkisini, işlevlerini, yapısını belirten ve kişilerin BMMYK’nin ilgi alanı kapsamında değerlendirilebilmeleri için yerine getirilmesi gereken kriterleri belirten dokümandır. Bu kişiler BMMYK tarafından ‘BMMYK tarafından tanınan mülteciler’ olarak adlandırılır.

BMMYK tarafından Tanınan Mülteciler

1951 mülteci sözleşmesinden önce yürürlükte olan uluslararası belgeler hükümlerinde mülteci olarak kabul edilen kişiler.

BMMYK’nin Yetki Alanı

BMMYK’nin tüzüğünde ve BM Genel Kurulu’nun kararlarında belirtilen BMMYK’nin görev ve yetkileridir. Tüzükte belirtilen BMMYK’nin görevi, mülteciler için çözüm, yardım ve koruma sağlamaktır. BMMYK, vatansızlığın azaltılmasına ilişkin 1961 Sözleşmesinin 11.maddesinde belirtilen rolüyle, vatansızlığa ilişkin sorunları da ele almaktadır. Genel Kurul tarafından BMMYK’dan ayrıca vatansızlığa ilişkin 1954 ve 1961 sözleşmelerini geliştirmesi ve devletlere ulusal yasama ve uygulamada danışmanlık ve teknik yardım sağlayarak vatansızlığın önlenmesine yardımcı olması istenmiştir.

BMMYK’nin İlgi Alanına Giren Kişiler

Genel anlamda koruma ve yardım ihtiyacı duyan herkes BMMYK’nin ilgi alanı içinde tanımlanır. Bu 1951 Sözleşmesi altında silahlı çatışma ya da ciddi olarak kamu düzenini bozan olaylar sonucunda ülkelerini terk etmeye zorlanan, geri dönen, vatansız ve bazı durumlarda ülke içerisinde yerinden edilmiş kişileri kapsar. BMMYK’nin mülteciler dışında diğer ilgi alanına giren kişilere ilişkin yetkisi, Genel Kurul kararlarına dayanmaktadır.

BMMYK tarafından tanınan mülteciler

Tüzüğü ve ilgili BM Genel Kurul kararları kapsamında, BMMYK tarafından mülteci olarak tanınan kişiler. Bu durum özellikle 1951 Sözleşmesi veya 1967 Protokolüne taraf olmayan Devletlerde görülmektedir.

Bölgesel Mülteci Belgeleri

Devletler ya da hükümetlerarası organizasyonlar tarafından mültecilerle ilgili coğrafi ya da yöresel olarak kabul edilen uluslararası yasal dokümanlar. Bu dokümanlar, normal olarak 1951 Sözleşmesini tamamlar ve belli bir coğrafi bölgedeki mülteci sorunlarının özel karakterini belirtir. Bölgesel araçlara örnek olarak 1969 ABÖ Sözleşmesi ile 1984 Cartegena Bildirisi verilebilir.

Cinsel Şiddet

Cinsel şiddet toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin bir türüdür. Bu tip şiddet, temel insan haklarının büyük bir ihlali; silahlı çatışma durumunda gerçekleştiğinde ise savaş hukukunun ciddi biçimde çiğnenmesidir. Cinsel şiddet, fiziksel, psikolojik ve duygusal açıdan zarara yol açabilecek olan cinsel nitelikli davranış veya tehdit niteliğinde, istismar ve suiistimal içeren davranışlardır. Evlilik içi tecavüz ve ensest, cinsel şiddetin en ağır ve yaygın yaşanan iki türüdür

Cinsiyet

Kadın ve erkek arasındaki biyolojik olarak belirlenen farklılıklardır. Cinsiyet biyolojik olarak belirlenmiştir, doğuştandır ve evrenseldir.

Cinsiyete Dayalı Zulüm

Bir cinsiyeti hedefleyen veya etkileyen zulüm. Bazı durumlarda, cinsiyete bağlı zulüm mülteci tanımı kapsamı dahilindedir.

Çocuk

“Çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan” çocuktur.

1989 tarihli Sözleşme çocuk haklarının korunmasına dair kapsamlı standartları belirler. ÇHS’nin 2. Maddesi’nde, ÇHS’nin herhangi bir ayrım uygulanmadan tüm çocuklar için geçerli olacağı belirtilmektedir. Bu nedenle, mülteci çocuklar da ÇHS ile belirlenen standartların kapsamındadır.

Dahili Kaçış Alternatifi (veya “Yer Değiştirme İlkesi”)

Bir sığınmacının, menşei ülkesinde, ülkenin başka bir yerine giderek zulüm görme tehlikesinden kurtulmasına dair bir tespit. Söz konusu husus, sıklıkla statü belirleme yöntemlerine erişimi kısıtlamak veya mülteci statüsünü reddetmek amacıyla kullanılması nedeniyle BMMYK tarafından tercih edilmemektedir. BMMYK, içerde yer değiştirme imkanının sadece bazı sınırlı durumlarda statü belirleme için geçerli olduğu inancındadır. Böyle olduğu durumlarda dahi, uygulama, sığınma başvurusunun tüm yönlerini göz önüne almalıdır.

Devletlerce Tanınan Mülteciler

1951 Sözleşmesi’nin 1 A Maddesine belirtilen ölçütler kapsamında Devletler tarafından mülteci olarak tanınan ve Sözleşme kapsamında çeşitli haklara sahip kişiler.

Duygusal İstismar

Duyguların ve duygusal ihtiyaçların, şiddet tanımında sayılan amaçlarla, karşı tarafa baskı uygulayabilmek için tutarlı bir şekilde istismar edilmesi, bir yaptırım ve tehdit aracı olarak kullanılmasıdır (Örn. çocukları kaçırmakla veya velayetini almakla tehdit etmek, kadını ayrılık durumunda çocuklarını göremeyeceği şeklinde tehdit etmek, kadını çevresinden tecrit etmek .).

Düzensiz Mülteci Hareketleri

Mülteci veya sığınmacıların, halen korunma aldıkları ülkeden resmi izin almaksızın, başka bir ülkede sığınma veya kalıcı yerleşim aramak üzere hareket etmeleri.

Ekonomik İstismar

Ekonomik kaynakların ve paranın kişi üzerinde bir yaptırım, tehdit ve kontrol aracı olarak düzenli bir şekilde kullanılmasıdır (Örn. kadının çalışmasına, düzenli bir işte tutunmasına engel olmak, maaşına, gelirine, mal varlıklarına el koymak.).

Ensest

Aile içinde olan cinsel istismardır. Bu istismar, eşler dışında aile bireylerinden birinin, cinsel doyum amacıyla ailenin bir diğer üyesiyle cinsel temasa kadar giden ilişki kurması demektir.

Ergen

18 yaşın altında olduğu halde fiziksel olarak artık çocuk olmayan, öte yandan bir yetişkin olarak da gelişimini tamamlamayan kişi ergendir. Ergenler de Çocuk Hakları Sözleşmesi kapsamındadırlar ve çocuklara tanınan her türlü haktan yararlanırlar.

Eylemde Ortaklık (PARinAC)

BMMYK ve STÖ arasındaki ortaklığı geliştirmeyi amaçlayan, ve mülteciler ile BMMYK’nin ilgi alanına giren diğer kişilerin korunmasını ve sorunlarına çözümler bulunmasını amaçlayan yapısal çerçeve.

Fiziksel Şiddet

Kaba kuvvetin bir korkutma, sindirme ve yaptırım aracı olarak kullanılmasıdır (Örn. Yaralama, öldürme).

Geçici Koruma

Devletler tarafından şiddet veya çatışma nedeniyle kitleler halinde kaçıp gelen, durumları geçici olan kişilere bireysel statü belirlemesi olmadan, koruma sağlamak için geliştirilen düzenleme veya araçtır. Geçici koruma, 1990’lı yılların başında Eski Yugoslavya’daki çatışmalardan kaçan insanları korumak için bazı Avrupa devletleri tarafından uygulanmıştır.

Gelir Getiren Projeler

BMMYK’nin ilgi alanına giren kişilere gelir sağlamak suretiyle bu kişilerin kendilerine yeterli hale gelmelerini sağlamak için tasarlanmış projeler.

Geri Dönenler

Menşei ülkelerinin dışında bulunduklarında BMMYK’nin ilgi alanına giren ve ülkelerine dönmelerinden sonra da sınırlı bir süre (genelde 2 yıl) bu kapsamda kalan kişilerdir. BMMYK, geri dönen bu kişilerin bir yandan topluma tekrar entegre olmaları için yardım ederken, diğer yandan da bu kişilerin ülkelerindeki yeni durumlarını gözetlemeyi sürdürür.

Geri Gönderme (refoulement)

Kişinin zulüm göreceği ya da zulüm görme riski olan topraklara geri gönderilmesi veya zulümle karşılaşma riski olan başka bir yere gönderilmesi. Geri gönderme, non-refoulement (geri göndermeme) prensibinin ihlali anlamına gelmektedir ve bu da mülteci hukuku ve uluslararası teamül hukukunun ihlal edilmesi anlamına gelir.

Geri Göndermeme (Non-refoulement)

Mültecilerin Devletler tarafından, hayat ve özgürlüklerinin tehdit edilebileceği ülke veya topraklara herhangi bir şekilde geri gönderilmelerini yasaklayan temel mülteci hukuku ilkesidir. Non-refoulement ilkesi uluslararası teamül hukukunun bir parçasıdır ve bu nedenle, 1951 Sözleşmesine taraf olsun olmasın tüm Devletler açısından bağlayıcıdır.

Göçmenler (ekonomik)

Mülteci tanımı ile ilgisi olmayan tamamen ekonomik sebeplerle veya hayatlarını maddi yönden iyileştirme amacıyla menşe ülkelerini terk eden kişiler. Ekonomik göçmenler, mülteci statüsü kriterleri kapsamında değillerdir ve bu nedenle mülteciler gibi uluslararası koruma alma hakkına sahip değildirler.

Gönüllü Geri Dönüş

Mültecilerin özgür iradeleri ile aldıkları karar neticesinde menşe ülkesine geri dönmeleridir. Gönüllü geri dönüş organize edilebilir( ör; ilgili hükümetin ve BMMYK’nin gözetiminde) veya kendiliğinden gerçekleşebilir (Örneğin; BMMYK ve hükümetlerin dönüş sürecine çok az katkısıyla ya da hiç katkısı olmadan mültecilerin tamamen kendi imkanları ile geri dönmesi.)

Gözaltı

Genellikle zorunlu kapatılma yoluyla hareket özgürlüğünün kısıtlanması. BMMYK’nin görüşüne göre, sığınmacıların kontrolü için gözaltı olağan bir tedbir olarak kullanılmamalıdır.

Grup olarak Mülteci Statü Belirleme

Büyük ölçekli bir akın içerisindeki tüm kişilerin prima facie (varışta tanıma) esasına bağlı olarak mülteci sayılmalarına dair uygulama. Grup halinde belirleme, önceden kişisel statü belirleme yapılmaksızın koruma ve yardım ihtiyaçlarının karşılanmasına imkan tanır.

Güç

Karar alma kapasitesi olarak anlaşılmaktadır. Cinsiyet ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti etkin olarak engelleyebilmek ve bunlara müdahalede bulunabilmek için erkek ve kadın, kadın ve kadın, erkek ve erkek, yetişkinler ve çocuklar ve çocukların kendi aralarındaki güç ilişkilerinin analiz edilmesi ve anlaşılması gerekir. İstismar ve suiistimal da bu güç farklılığı eşit temellerde karar alıcı konumunda olmayan kişilerin zararına kötüye kullanıldığında ortaya çıkmaktadır.

Güvenli Bölgeler/ Güvenlik Alanları

Çatışma sırasında sivilleri korumak için kurulmuş olan alanlar, bölgeler ve yerleşim yerleridir. Güvenli bölgelerin kurulmasıyla ilgili usul ve koşullar Silahlı Çatışma Hukuku altında belirtilmiştir.

Güvenli Üçüncü Ülke

Bir sığınmacının, sığınma başvurusu yaptığı ülkeye gelmeden önce fiziksel olarak bulunduğu ve mülteci olarak koruma alabileceği ülke

Haklı Nedenlere Dayalı Zulüm Korkusu

1951 Sözleşmesinde yer alan mülteci tanımının ana unsurlarındandır. Bu unsur öznel bir faktör (zulüm korkusu) içerdiği gibi nesnel bir faktör de (korku nesnel olarak haklı nedenlere dayanmalı) içerir. 1951 sözleşmesine göre zulüm; ırk, din, tabiiyet, belli bir sosyal gruba mensubiyet veya siyasi görüş gibi beş ana unsurdan herhangi birisine dayandırılmalıdır.

Hükümetlerararası Örgüt/Kuruluş (HAÖ)

Üye Devletlerden oluşan bir örgüt. Birleşmiş Milletler Örgütü (BM), Afrika Birliği Örgütü (ABÖ), Amerika Devletleri Örgütü (ADÖ), Avrupa Birliği (AB) ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) buna örnektir.

İç Karışıklık

İçinde silahlı çatışma barındırmayan şiddet ve karışıklık durumu.

İlgi Alanındaki Diğer Kişiler

BMMYK’nin Tüzüğü (Kısım II, sayı 9) BMMYK’nin mülteci olmayan kişilerle ilgili faaliyette bulunmasına da imkan tanır. Bu hüküm kapsamında, BMMYK’nin sıklıkla geri dönenlere, bazı ülkesinde yerinden edilmiş kişilere ve menşei ülkeleri dışında mülteci-benzeri durumda yaşayan ancak resmen mülteci olarak tanınmamış kişilere (eski Yugoslavya’daki savaş mağdurları ve Birleşik Devletler Topluluğu’ndaki çeşitli gruplar) koruma ve yardım sağlanması talep edilmektedir.

İlk Sığınma Ülkesi

Bir sığınmacının, sığınmacı veya mülteci olarak uluslararası korumadan faydalandığı ülke

İnsan Hakları

Herhangi bir ayrım olmaksızın tüm bireylerin onur ve bütünlüğünü tanıyan ve koruyan üzerinde anlaşmaya varılmış uluslararası standartlar. İnsan hakları, uluslararası teamül hukukunun bir parçası olup, genellikle insan hakları belgeleri olarak adlandırılan çeşitli ulusal, bölgesel ve uluslararası hukuki belgelerde yer almaktadırlar. Aralarında en bilinenleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve BM Haklar Belgesidir (İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Anlaşma ve Ekonomik ve Sosyal Haklara İlişkin Uluslararası Anlaşmadır).

İnsan Hakları Hukuku

Uluslararası teamül hukuku, insan hakları belgeleri ve ulusal kanunların, insan haklarını tanıyan ve koruyan kısmı. Mülteci hukuku ve insan hakları hukuku birbirinin tamamlayıcısıdır.

İnsani (Statü) Vakalar

Ulusal kanunlar kapsamında insani sebeplerle bir ülkede ikametine resmen izin verilen kişiler. Mülteci statüsü alamayan kişiler de bu kapsama girebilir.

Kabul Merkezleri

Mültecilerin sığınma ülkesine vardıklarında kabul edilmelerini, işlemlerinin yapılmasını ve acil ihtiyaçlarının karşılanmasını kolaylaştıran yerler.

Kadınlara Yönelik Şiddet

Kadınlara karşı şiddet’ terimi, ister kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara karşı fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan, cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma anlamına gelir.

Kalıcı Çözümler

Mültecilerin durumuna, normal hayatlarına devam etmelerine imkan tanıyacak şekilde, tatminkar ve kalıcı çözüm getiren her tür araçtır. BMMYK genellikle, gönüllü geri dönüş, yerel bütünleşme ve yerleştirme çözümlerini kullanır.

Kendi Kendine Yeterlilik Kuruluş ve Projeleri

Kendi yararları için, mülteciler ve ilgi alanına giren diğer kişiler tarafından, başlatılan, yaratılan ve idare edilen kuruluş ya da projeler

Küçükler

Kanuni olarak reşitlik yaşının altında olan ve bu nedenle kanunen bağımsız olmayan kişiler. Söz konusu terim ergenleri de kapsamaktadır. Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) kapsamında, “çocuk”, kanunda daha düşük bir yaş belirtilmedikçe, on sekiz yaşının altındaki kişidir. ÇHS kapsamında “çocuk” ve “küçük” aynı anlama gelir.

Küresel İstişareler Süreci

Mültecilerin Durumuna İlişkin 1951 tarihli BM Sözleşmesi’nin kabulünden 50 yıl sonra, bu sözleşmede (veya 1967 Protokolü’nde) imzası bulunan ülke bakanlarını, koruma eksperlerini, sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren; 51 Sözleşmesinin geçerliliğinin, Sözleşmenin kapsamadığı yeni koruma konularının, günümüzde karşılaşılan koruma problemlerinin, gelecekte mültecilere koruma sağlanması için neler yapılması gerektiğinin ve bunun gibi bir çok konunun tartışıldığı; asıl olarak Sözleşmeyi kuvvetlendirmeyi ve diğer ülkelerin de Sözleşmeye taraf olmalarını amaçlayan tartışma platformudur.

Muamele Standartları

1951 Mülteci Sözleşmesinde ve diğer uluslararası belgelerde yer alan mültecilere nasıl muamele edileceğine ilişkin standartlar. 1951 sözleşmesi belirli haklardan doğan çeşitli muamele standartları belirlemiştir. Bu standartlar şunlardır: Mültecilere yapılan muamele, benzer durumdaki’ yabancılara yapılan muameleden daha kötü olamaz; en uygun muamele ise mültecilerin benzer durumda bulunan yabancı ülke vatandaşları ve ülke vatandaşları ile aynı muameleyi görmesidir.

Mülteci

Menşe ülkesi dışında bulunan; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti, ya da siyasi görüşü sebebiyle zulüm görmekten haklı nedenlerle korku duyan, ve ülkesinin korumasından yararlanamayan ya da yararlanmak istemeyen, ya da zulüm korkusu nedeniyle ülkesine dönmek istemeyen kişidir. Bu tanım Mültecilerin Durumuna İlişkin 1951 tarihli Sözleşme’de yer almaktadır. Sözleşme’de, “mülteci” terimine uluslararası düzeyde kabul edilmiş genel bir tanım getirilmektedir.

Mülteci Hukuku

Mültecilere yönelik koruma standartlarını oluşturan uluslararası teamül hukuku ve çeşitli uluslararası, bölgesel ve ulusal belgelerin oluşturduğu bütündür. Mültecilerin Hukuki Statüsüne ilişkin 1951 Sözleşmesi mülteci hukukunun temel taşıdır.

Mülteci Merkezleri

Mültecilerin bilgi, danışmanlık, maddi yardım ve diğer servislerden yararlanmak için toplandığı veya barındığı yerler.

Mültecilik Statüsü Dışında Bırakılma Hükümleri

Aksi halde mülteci statüsü kriterine uygun olacak kişilerin uluslararası korumadan faydalanmasını engelleyen kanuni hükümler. 1951 Sözleşmesi’nde mültecilik statüsü dışında bırakma hükümleri, Madde 1D, 1E ve 1F’de yer almaktadır. Söz konusu maddeler, şu kategoriler için geçerlidir: BMMYK dışındaki bir BM organından koruma veya yardım alan kişiler; ikamet ettikleri ülke vatandaşlığına sahip sayılarak hak ve yükümlülüklere sahip olan kişiler; ve barışa karşı suç, savaş suçu, insanlığa karşı suç, ağır bir siyasi olmayan suç veya Birleşmiş Milletler’in amaç ve ilkelerine aykırı fiillerden suç işlediklerini düşünülmesi için haklarında ciddi gerekçeler olan kişiler.

Mültecilik Statüsünü Sona Erdirme Hükümleri

Mültecilik statüsünün ne zaman sona ereceğini belirleyen yasal hükümler. Sona erdirme hükümleri, 1951 Sözleşmesi’nin 1(C) Maddesinde ve 1969 Afrika Birliği Örgütü Sözleşmesi’nin 1(4) Maddesinde yer alır.

Mülteci Statüsünün Varışta (prima facie) Belirlenmesi

Bkz. Grup olarak mülteci Statüsü belirlenmesi

Mülteci Statüsü Belirleme Prosedürleri

Bir kişinin, ulusal ve uluslararası hukuka uygun olarak, BMMYK ya da Devletler tarafından birey olarak, mülteci olarak tanınmasını sağlayan yasal ve idari prosedürler.

Mültecilere dair Cartagena Beyannamesi

Amerika kıtasından uzmanlar topluluğu tarafından Kasım 1984 tarihinde kabul edilen bir Beyanname. Beyanname mülteci tanımını genişleterek “. genel şiddet, yabancı saldırısı, iç çatışmalar, insan haklarının toplu şekilde ihlali veya kamu düzenini ciddi ölçüde bozan diğer durumlara bağlı olarak hayatları, güvenlikleri ve özgürlükleri tehdit altında olduğu için ülkelerinden kaçan kişileri” de kapsama dahil etmiştir. Cartagena Beyannamesi bir anlaşma olmamakla beraber, hükümleri Orta Amerika’da uygulanmış ve bazı ulusal kanunlarda yer almıştır.

Mültecilerin Görevleri

Mültecilerin sığınma ülkesine yerine getirmek zorunda oldukları yükümlülükler. 1951 Sözleşmesi’nin 2. Maddesi kapsamında, mülteciler bulundukları ülkenin kanun ve yönetmeliklerine uymak zorundadırlar. Mülteciler, özellikle sığınma ülkelerinin ve toplumlarının güvenliğini, emniyetini ve kamu düzenini tehlikeye düşürecek hareketlerden kaçınmalıdırlar.

Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme

Mültecilerin korunmasına ilişkin uygulanabilir en geniş kapsamlı çerçeveyi oluşturan Sözleşme. Sözleşme Temmuz 1951’de imzalanmış ve Nisan 1954’te yürürlüğe girmiştir. 1951 Sözleşmesi’nin 1. Maddesinde, Sözleşme kapsamı “1 Ocak 1951’den önce meydana gelen olaylar” ile sınırlandırılmıştır. Söz konusu kısıtlama, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1967 Protokolü ile kaldırılmıştır. Günümüzde, 1951 Sözleşmesi ve/veya 1967 Protokolüne Taraf olan 137 Devlet bulunmaktadır.

Mültecilere Yönelik Uluslararası Koruma

Sığınmacı ya da mülteciler adına Devletlerin veya BMMYK’nin, bu kişilerin haklarının, güvenliklerinin ve refahlarının uluslararası standartlara uygun olarak tanınması ve korunmasını sağlayan müdahaleler. Söz konusu müdahaleler şunlardır: non-refoulement ilkesine saygının temini; güvenliğe erişim, mülteci statüsünün belirlenmesine dair adil prosedürlere erişim; insani muamele standartları; kalıcı çözümlerin uygulanması. BMMYK, mültecilerin korunmasıyla yetkilendirilmiş tek Birleşmiş Milletler organıdır.

Refakatsiz Küçükler

Rüştünü ispatlamamış, ailelerinin ve vasilerinin veya bakım görevlilerinin refakatinde olmayan kişilerdir. Bazı refakatçisi olmayan çocuklar “refakatçisi varmış” gibi görünebilir; ancak bu onlara eşlik eden yetişkinlerin mutlaka çocukların bakımını üstlenmeye uygun ya da müsait oldukları anlamına gelmez.

Risk Altında Bulunan Kadınlar

BMMYK’nin Üçüncü Ülkeye yerleştirme El Kitabına uygun olarak yeniden yerleştirme talep eden özel korumaya muhtaç kadın mültecilerdir.

Sığınma

Zulüm veya ciddi tehlike sebebiyle başka bir Devlet’ten kaçan kişilere bir Devlet tarafından sağlanan koruma. Sığınma hakkı verilen kişiye mülteci denir. Sığınma, non-refoulement, sığınma ülkesi sınırları içinde kalma izni ve insani standartlarda muamele gibi çeşitli öğeler içerir.

Sığınmacı

Muhtemel sığınma ülkesi tarafından sığınma talebi veya başvurusu henüz nihai karara bağlanmamış kişi.

Sınır Dışı Etme

Kanuna aykırı şekilde ikamet eden kişinin bir Devlet topraklarından hükümet makamları tarafından çıkarılması. 1951 Sözleşmesi’nin 32. Maddesi kapsamında, bir mültecinin sınır dışı edilmesi için geçerli sebepler, ulusal güvenlik ve kamu düzeni olarak belirtilmiştir. Sınır dışı etme kararının alınması yöntemi adil olmalı ve mülteciye başka bir ülkeye kabul edilme imkanı araması için makul bir süre tanınmalıdır.

Sınırda Geri Çevirme

Mülteci bağlamında, sığınmacının olası sığınma ülkesine girmesine izin verilmemesi. Sınırdan geri çevirme geri gönderilmeme ilkesinin ihlaline neden olabilir.

Sivil Toplum Kuruluşu (STK)

Bir Devlet veya hükümeti temsil etmeyen ve fonksiyonel anlamda bunlardan bağımsız olan örgütlü yapı. Söz konusu terim genellikle, aralarından birçoğu mültecilerle ilgili programlarını BMMYK ve diğer örgütlerle ortaklık içinde yürüten insani kuruluşlar ve insan hakları örgütleri için kullanılır.

Suiistimal

Gücün kötüye kullanılması ve bu yolla, failin suiistimale uğrayan kişi üzerinde kontrol ya da avantaj sağlaması ve fiziksel ya da psikolojik zarar ya da zarara uğrama korkusu yaratmasıdır. Suiistimal kişilerin serbest kararlar alabilmelerini engeller ve onları kendi iradelerine karşı hareket etmeye zorlar.

Şiddet

Duygusal, sosyal ya da ekonomik zorlama, tehdit ya da baskı, hatta fiziksel zarar içerebilen bir kontrol ve baskı aracıdır.

Tabiiyet

Belli bir ulus veya ülkenin vatandaşı olma statüsü.

Tecavüz

Cinsel şiddetin en ağır ve yaygın yaşanan türlerinden biridir. Tecavüz saldırganlığın ağır bastığı bir cinsel saldırıdır. Bir kadınla onun isteği dışında kurulan tüm cinsel yakınlıklar tecavüzdür. İçki ya da başka bir ilaç etkisi altında olup cinsel ilişki kurmaya karar verebilecek durumda olmayan bir kadınla kurulan her tür cinsel ilişki tecavüzdür. Bir kadının fiziksel güç kullanmakla tehdit edilerek zorlandığı tüm cinsel yakınlıklar tecavüzdür.

Tehdit

Bir başkasını, sözlü ısrar, hile, aldatma, kültürel beklentiler ya da ekonomik güç kullanarak, istemediği şeyler yapmaya zorlama ya da zorlamaya yeltenmedir.

Toplumsal Cinsiyet

Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkek arasında sosyal veya kültürel olarak yapılandırılmış, tanımlanmış olan ve cinsiyetlerden birine yüklenen kimliklere, statülere, rol ve sorumluluklara dayanan ilişkiyi tanımlamaktadır. Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkeklerin her türlü bağlamdaki rollerini, sorumluluklarını, sınırlamalarını, fırsatlarını ve ihtiyaçlarını analiz etmeye yarayan sosyo-ekonomik bir değişkendir. Toplumsal cinsiyet sabit ya da doğuştan değildir, ancak zamanla sosyal ve kültürel olarak yapılanarak bir anlam kazanır.

Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet

Bu tip şiddet Kadınlara Karşı Her türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme Komitesi tarafından, bir kişinin toplumsal cinsiyetine ya da cinsiyetine dayalı olarak, o kişiye yönlendirilmiş şiddet olarak tanımlanmaktadır. Bu tür eylemler fiziksel, zihinsel ya da cinsel zarar ya da ıstırap veren; tehdit etme, zorlama veya farklı şekillerde özgürlükten mahrum bırakma gibi davranışları kapsamaktadır.

Uluslararası İnsani Hukuk (Veya Silahlı Çatışma Hukuku)

Uluslararası veya uluslararası olmayan silahlı çatışma durumlarını hükme bağlayan yönetmelik ve ilkeler. 12 Ağustos 1949 tarihli dört Cenevre Sözleşmesi ve 8 Temmuz 1977 tarihli iki Ek Protokol, uluslararası insani hukukun temelini oluşturur. Genel anlamda tüm Devletler 1949 Cenevre Sözleşmelerinin tarafıdır.

Uluslararası Korumaya İlişkin Yürütme Komitesi Kararları

Yürütme Komitesi’nin, mülteci korunmasına dair yıllık müzakerelerinin sonuçlarını bir araya getiren resmi metinler. Yürütme Kurulu kararları mültecilerin ve BMMYK’nin ilgi alanına giren diğer kişilerin korunmasına dair ilke ve standartların geliştirilmesine katkıda bulunur.

Uluslararası Teamül Hukuku

Bir anlaşma veya hukuki metinle ifade edilmek yerine, Devletlerin sabit ve makul uygulamalarından oluşan uluslararası kanunlar. Bir Devletin uygulamasının uluslararası teamül hukukunda yer alması için söz konusu uygulamanın hukuki yükümlülüklere uygun bir mantıkla oluşturulmuş olması gereklidir.

Ülkesinde Yerinden Edilme

Kişilerin kendi ülkeleri içinde istekleri dışında yer değiştirmesi. Söz konusu hareket, doğal veya insanlardan kaynaklanan felaketler, silahlı çatışma veya genel şiddet durumları gibi çok çeşitli sebeplerden kaynaklanabilir.

Ülkesinde Yerinden Edilmeye İlişkin Kılavuz İlkeler

Ülkesinde yerinden edilmiş kişilerin koruma, yardım ve çözüm ihtiyaçlarına dair standartları belirleyen bir dizi ilke. Kılavuz İlkeler, Ülkesinde Yerinden Edilmiş Kişiler ile ilgili Genel Sekreter tarafından İnsan Hakları Komisyonuna Nisan 1998 tarihinde sunulmuştur. Söz konusu ilkeler, insan hakları hukukuna, insani hukuka ve mülteci hukukuna uygundur ve ilgili belgelerin hükümlerini yansıtır. Ülkesinde yerinden edilme konuları ile karşı karşıya kalan Devletlere, diğer makamlara, hükümetlerarası örgütlere ve sivil toplum örgütlerine rehberlik ederler.

Ülkesinde Yerinden Edilmiş Kişiler

“. özellikle silahlı çatışmalar, genel şiddet halleri, insan hakları ihlalleri veya doğal veya insan ürünü felaketlerin etkilerinin sonucu olarak veya bunları engellemek üzere evlerini terk etmek zorunda kalan ve uluslararası anlamda tanınmış bir Devlet sınırını geçmemiş kişiler” (Ülkesinde Yerinden Edilmeye İlişkin Kılavuz İlkelere göre)

Vatandaş

Kanun kapsamında bir Devletle hukuki bağı olma statüsüne sahip kişi. Bazı Devletler bu hukuki bağı tanımlamak için “tabiiyet” kelimesini kullanırken, diğerleri “vatandaşlık” olarak adlandırır.

Vatansız Kişiler

Hiçbir ülkenin hukuku altında vatandaş olarak kabul edilmeyen kişidir.

Vatansız Kişilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme

Vatansız kişilerin tanımını belirleyen ve kanunen bir Devlet’te ikamet eden vatansız bir kişinin hukuki statü kazanmasına dair çerçeveyi oluşturan Sözleşme. Sözleşme, Eylül 1954’te imzalanmış, Haziran 1960’da yürürlüğe girmiştir.

Vatansızlığın Azaltılmasına Dair Sözleşme

Aksi takdirde vatansız kalacak olan ve o topraklarda doğmuş olmak veya o topraklarda doğan birisinin çocuğu olmak gibi sebeplerle Devletle uygun bağlara sahip olan kişilere tabiiyet verilmesini sağlayan Sözleşme. Sözleşme ayrıca, Devlet vatandaşlığını kaybetmeleri halinde vatansız olacak kişilerin vatandaşlıklarını muhafaza etmelerine dair hükümler de içermektedir. Sözleşme Ağustos 1961’de imzalanmış, Aralık 1975’te yürürlüğe girmiştir. Vatansızlığın Azaltılmasına Dair Sözleşme’nin 11. Maddesi kapsamında BMMYK’ye özel görevler verilmiştir.

Vatansızlık

Bir kişinin kanunlar dahilinde hiçbir devlet tarafından vatandaş olarak kabul edilmemesi durumudur.

Yardım

İlgili şahısların fiziksel ve maddi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yardım. Gıda maddeleri, tıbbi malzemeler, giyim, barınak, zirai malzeme ve aletlerin yanı sıra, okul ve yol gibi altyapı sağlanması bu kapsama girebilir. “İnsani yardım”, insani amaçlarla (diğer bir deyişle, siyasi, ticari, askeri olmayan) kurulmuş insani yardım örgütleri tarafından sağlanan yardım anlamına gelir. BMMYK uygulamasında, yardım, koruma amaçlarını destekler ve tamamlar.

Yeniden Bütünleşme

Mültecilerin menşe ülkelerinde yeniden normal bir yaşama başlama süreci. İdeal olarak yeniden bütünleşme kalıcı çözümlerden gönüllü geri dönüşün ardından gelmelidir.

Yerel Bütünleşme

Mültecilerin, ilk sığınma ülkesinde sürekli yerleşimlerini içeren kalıcı çözüm.

Yerleştirme

Mültecilerin sığınma başvurusu yaptıkları ülkeden onları kabul eden başka bir ülkeye transfer edilmesi. Mülteciler genellikle bir çok durumda ya iltica hakkı edinirler ya da diğer uzun dönem oturma haklarına sahip olurlar ve genellikle vatandaşlığa geçme fırsatına sahip olurlar. Bu nedenle yerleştirme hem kalıcı bir çözümdür hem de mültecileri korumak için bir araçtır

Yerleştirme Ölçütleri

BMMYK ve yerleştirme ülkeleri tarafından yerleştirilecek adayların seçilmesi için gerekli kriterlerdir. BMMYK’nin nezaretinde gerçekleştirilen üçüncü ülkeye yerleştirme, sadece uluslararası korumaya olan ihtiyacı devam eden ve BMMYK Yerleştirme El Kitabındaki kriterlere uyan ve BMMYK tarafından tanınan mültecilere tanınmıştır. Ülkelerin kullandıkları yerleştirme kriterleri birbirinden faklılık gösterebilir.

Yerleştirme Ülkesi

Mültecilere kalıcı yerleşim olanağı sağlayan ülke. Bu ülke menşe ülkeden ya da mülteci statüsünün tanındığı ilk ülkeden farklı bir ülkedir.

Yerinde (sur place) Mülteciler

Menşe ülkelerini terk ettiklerinde mülteci olmadıkları halde daha sonra gelişen olaylar sebebiyle mülteci haline gelmiş kişilerdir. Mültecilerin zulümden korkmalarının nedeni menşe ülkelerindeki askeri darbe, veya sığınma ülkesinde yapılan siyasi faaliyetler gibi değişiklikler olabilir.

Yüksek Komiserlik Programı Yürütme Kurulu (ExCom)

Yüksek Komiserliğin fonksiyonlarını yerine getirmesinde danışmanlık görevi üstlenen Kurul. BMMYK Yürütme Komitesi, mülteci konularına ilgisi açık olan 53 Devlet temsilcisinden ve gözlemci statüsüne dair 43 Devlet temsilcisinden oluşur. Sivil Toplum Kuruluşları Yürütme Kurulu’nda gözlemci statüsüne sahiptir.

Zulüm

Genel olarak her türlü ciddi insan hakları ihlali anlamına gelir. Zulüm bu bağlamda ırk, din,dil, milliyet,siyasi görüş ya da belli bir gruba üyelik nedeniyle temel insan haklarını ihlal eden her türlü hareketi kapsar.

Bu Bilgiler, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Ofisi tarafından hazırlanan Mülteci Hukuku Eğitimi CD’sinden alınmıştır.

 

Read Previous

Merak edilenler

Read Next

Türkiye’nin İltica Politikası