Zorunlu Göç Raporu: Göç edenlerin yüzde 31’i yolculuk sırasında işkence gördü

0gocGöç Platformu tarafından hazırlanan “Zorla Yerinden Edilenler için Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Araştırma Raporu”, zorunlu göç mağdurlarının yaşadığı sıkıntılarla ilgili çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı.

 

Rapor sonuçlarında Türkiye’de zorunlu göç mağdurlarının yüzde 75’inin OHAL koşullarından kaynaklı göçe zorlandığı belirtilerken, göç edenlerin yüzde 31.3’ünün ise göç yolculuğu sırasında işkenceye maruz kaldığı gerçeğiyle karşılaşıldı. Açıklanan rakamlar ışığında Türkiye’nin tarafı olduğu birçok uluslararası sözleşmeyi ise hiçe saydığı da ortaya çıktı.

Göç Platformu tarafından hazırlanan “Zorla Yerinden Edilenler için Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Araştırma Raporu” sonuçları Cezayir Salon’da yapılan basın toplantısı ile açıklandı. Basın toplantısına Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, GÖÇ DER yöneticileri ve çok sayıda kişi katıldı. Basın toplantısı ilk olarak Adana’nın Tuzla semtinde zorunlu göç mağdurlarının yaşamlarından kısa bir kesit sunan sinevizyon gösterimi ile başladı. Gösterimin ardından ise BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi (CEDAW) ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre ele alınarak hazırlanan ve şimdiye kadar Türkiye’de göçle ilgili olarak hazırlanmış en geniş çaplı çalışma olma özelliği ile bir ilk olan 1541 zorunlu göç mağduru ile yüz yüze yapılan görüşmeler ile hazırlanan “Zorla Yerinden Edilenler için Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Araştırma Raporu” sonuçları projede yer alan isimlerden Sosyolog Mehmet Barut tarafından paylaşıldı.

Şimdiye kadar yapılmış en geniş araştırma

Sosyolog Barut, 99 kişilik araştırma grubu ile 9 ilde gerçekleştirdikleri araştırmanın Türkiye’de şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı araştırma olduğunu söyledi. Hazırladıkları raporun BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi (CEDAW) ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre ele alınarak hazırlandığını ifade eden Barut, 6 bölümden oluşan araştırmalarının başlıklarını da şu şekilde sıraladı: “Göç Kavramının sosyolojik analizi, Zorla yerinden edilme süreci, Göç Haritası, Zorla yerinden edilme sonrası ekonomik, sosyal ve kültürel hakların hayata geçirilmesi ve 5233 Sayılı Yasa”. Barut, Diyarbakır, İstanbul, Adana, Mersin gibi göç alan illerde 1541 zorunlu göç mağduru ile yüz yüze yaptıkları görüşmeler sonrası ortaya çıkan sonuçların kendilerini şaşırttığını da ifade etti. Barut, ortaya çıkan rakamların gösterdiği hak ihlalleri ve mağduriyetlerin ise Türkiye’nin taraf olduğu birçok uluslararası sözleşmeyi çiğnediğini ortaya çıkardığını bu anlamda da bir politik belge olduğunu söyledi.

Göç’ün sebeplerinden yüzde 75’i OHAL

Raporda ulaşılan sonuçlara göre, zorunlu göç mağdurlarının göç etme nedenlerinin başında yüzde 75’lik bir oranla OHAL koşulları geliyor. Yine OHAL koşullarından kaynaklı olarak göç edenlerin yüzde 65’i, koruculuk baskısından ve yerleşim alanlarının boşaltılmasından kaynaklı olarak göç etmek zorunda kalmış. Zorunlu göç mağdurlarının göç yolunda karşılaştıkları baskıları da içeren rapor sonuçlarında, göç yollarında göç edenlerin yüzde 31.3’ünün işkenceye tanık oldukları ve bunun yanı sıra yüzde 8’inin ise göç yollarında yaşadıkları tecavüz ve taciz sonrası travmalar yaşadığı raporda yer alan bilgiler arasında.

Zorunlu göç mağdurlarının yüzde 72’si geldikleri metropollerde altyapı sorunu ile karşı karşıya

Raporda ayrıca zorla yerinden edilme sonrası ekonomik, sosyal ve kültürel hakların hayata geçirilmesi ile ilgili yaşanan sıkıntılar da başlıklar halinde ortaya konuldu. Yeterli yaşam standardı hakkı konusunda ise göç ederek metropollere gelen zorunlu göç mağdurlarının yüzde 16.6’sının dışlanmayla karşılandığı, bu rakamın ise İstanbul’da yüzde 39.5’e yükseldiği ortaya konuldu. Raporda, zorunlu göç mağdurlarının metropollerde yaşadıkları konutların yüzde 72’sinde çevre ve altyapı sorunları olduğu ve zorunlu göçün ardından ikinci bir mağduriyetle karşılaştığı belirtildi. Raporda ayrıca göç mağdurlarının metropollerde yaşadıkları evlerin yüzde 25’inde temiz içme suyuna erişilemediği kaydedildi. Konut hakkına erişim ile ilgili raporda ortaya çıkan bu veriler, Türkiye’nin tarafı olduğu BM Konut Hakkı Sözleşmesi’nin ihlali anlamına geliyor.

Çocukların yüzde 52’si anadilde eğitim olmamasından dolayı başarısız

Raporun eğitim hakkı ile ilgili bölümünde açıklanan sonuçlar ise, zorunlu göç mağduru ailelerin çocuklarının karşılaştıkları sıkıntıları gözler önüne serdi. Okula giden zorunlu göç mağduru çocukların yüzde 52’sinin anadillerinin farklı olması nedeniyle başarısız oldukları ortaya konulan raporda, göç mağduru çocukların devam ettiği okullarında hemen hemen hepsinin teknolojik altyapıdan yoksun olduğu sonucuna ulaşıldı. Rapora göre, göç mağduru çocukların devam ettiği okulların yüzde 56’sında kütüphane, yüzde 75’inde laboratuar, yüzde 82.9’unda internet, yüzde 84.6’sında spor salonu bulunmadığı ortaya çıktı. Göç mağduru çocukların yüzde 29.9’unun isimleri ve etnik kimliklerinden dolayı devam ettikleri okullarda sorun yaşadıkları belirtilen raporda, çocukların büyük bir bölümünün de bu nedenle okullarını bıraktıkları açıklandı.

‘Geri dönüşün önündeki engeller kaldırılmalı’

Daha birçok çarpıcı verinin de ortaya konulduğu raporda, tüm yaşanan problemler karşısında ise çözüm için şu öneriler sıralandı: “Çatışmalar durdurulmalı. Yeni göç dalgalarına sebep olabilecek adımlardan vazgeçilmeli. Temel aktör olan devlet, kendi gerçeğiyle yüzleşmeli ve gerçekleri araştıracak bir komisyon taraflar tarafından kurulmalı, korculuk sistemi lağvedilmeli. Geri dönüşün önündeki engeller kaldırılmalı. 5233 sayılı ‘Terörle Mücadele Yasası’ndan doğan zararlar karşılanmalı ve ismi de dâhil olmak üzere yeniden düzenlenmeli ve uygulamaya konulmalı”.

DİHA

Read Previous

Mülteci Hakları Koordinasyonundan 20 Haziran açıklaması

Read Next

AİHM’den zorla sınırdışıya son nokta