Bir doktorun Kobanê güncesi 4: ‘Em ne kevin deste DAİŞ’e, ya dî ne muhime!’[1]

1KOBANEİçinden geçtiğim duygu dünyamda, 3 gün sonra Dr Nahsan ile aynı noktaya gelmem ne garip değil mi? İlk gün hissettiğim duygu yarılması ile 3 gün sonra duyguda oluşan ortak ruh hali. Evet maalesef duygu da ortaklaşılan yer, an itibari ile; ‘Em ne kevin deste daiş’e, ya di ne muhime!’.

 

Son 6 saattir onu aşkın bomba şehir merkezine düşmüş durumda ve düşmeye de devam etmekte. Tedirgin bir ruh hali gözlerden ve hareketlerden okunabiliyor, Kobanê hastanesinde. Kimsenin gitmeye niyeti yok bir yere, burası bizim evimiz demekteler. Lakin DAİŞ çetesinin eline düşmeyelim de gerisi ölüm bile olsa fark etmez diye düşünmekteler, akşam  karanlığının tüm  ağır yükü ile.

Kobanê demek direnişin gerçek adı sanırım günce. Evet direniş kelimesini artık Kobanê diye kullanabilirim sanırım. Direniyorum derken Kobanê oluyorum demek gibi mesela. Direnişin en güzeli, en yalını her şeyden öte en yalnızı. Tüm dünyanın, tüm insanlığın gözü önünde, metre hesabı uzaklık mesafelerinde yaşanılan yalnızlık duygusu. Ne garip değil mi diyecek olursak da değil. Maalesef değil. Kobanê olmak direnmek demek, Kobanê olmak demek yalnız olmak demek. Acı ama gerçek.

Gözlerini kaçırırcasına, sessiz ve utangaç bir tonla Kobanê Kantonu Sağlık Bakanı Dr Nahsan artık gitseniz diyor! Evet, günce yanlış duymadın, artık gitseniz diyor acı acı. Siz bize her yerde yardımcı olursunuz, burası bizim evimiz başka gidecek yerimiz yok ama siz gitseniz daha iyi olur deyiveriyor akşamın karanlığında gizlediği yüzü ile.

Öylece bakakalmak ne demek günce!

Hayata, karanlığa, dosta, yoldaşa, insana, yalnıza, direnene. Bakakalmak!

Heyhat, bu ne biçim hayat. Derken bile bir bomba sesi daha. Al sana hayat der gibi bir ironi ile.

Söyledi ve kayboldu Dr Nahsan. Öylece bakakaldım ardı sıra. Ne denir bilinmez. Nasıl seslenilir arkasından akla gelmez bir halde, kaldım kalakaldım öylece. Yazmayacaktım aslında bugün sana. Çok gürültülü bir gün oldu. Sürekli bomba sesleri, çok ürkütücü. Korktuydum da ondan belki de. Ama öylece kalıverdim ya ardı sıra, sana diyemeden geçemedim, ne kendimden ne serimden. Belki de derdimden, yazıverdim işte içimden.

Derken bir sivil araç. İçinden 60 yaşlarında, bomba seslerinden ürküp sınırda bekleyiverirken arrest olmuş bir kadın. Bilirsin ya modern tıpta exitus vakası derler. Öyle işte. Yalnız. Ölümü bile yalnız. Ağıtlar yakan 2 küçük kız. Akşamın karanlığında ağıt sesleriyle beraber, gözlerden kaybolan yine aynı insanlığımız.

Dünkü medeniyet dersinden devamla, ilk günden hafızada kalan bir kare; süre giden bir pikabın kasasına oturmuş, kucağında ölen genç oğlu için ağıtlar yakarken usul usul gözden kaybolan Kobanêli bir Kürd anasıdır direnmek dediğin, yanıbaşında duran medeniyete yokmuş hacet.

Ne heval, Kobanê na keve! Bes eger ku bi keve, em ne kevin deste DAİŞ’e ya di ne mühime. Mirin ji mera ye, berxwedan ji! Biji berwxedana Kobanê! [2]

Sadık Çayan

28.09.2014 /Kobanê



[1] İŞİD’in eline düşmeyelim, gerisi dert değil

[2] Hayır, yoldaş, Kobanê düşmeyecek! Yok, eğer düşerse, İŞİD’in eline düşmeyelim gerisi dert değil. Ölüm de bize, direnmek de! Yaşasın Kobanê direnişi!

 

Read Previous

Bir doktorun Kobanê güncesi 3: Medeniyet sana lanet…

Read Next

İnsan tacirleri rotayı mı değiştirdi?