Kemik yaşının çoğumuz için önemsenecek bir anlamı yoktur. Ancak Türkiye’ye gelen refakatsiz çocuklar1 açısından kemik yaşının büyük bir önemi var. 22 Haziran 2006 tarihli uygulama talimatında “herhangi bir kimlik belgesi bulunmayan veya yaşlarını ispatlayacak belgeye sahip olmayan ve beyanına göre çocuk olduğunu iddia eden refakatsiz küçükler için, görünüşlerindeki yaşları ile beyan ettikleri yaşları arasında benzerlik kurulamayarak yaşının 18 yaşından büyük gözüktüğü durumlarda bir Devlet Hastanesinden veya Adli Tıp Kurumundan yaşının tespiti istenecektir” denilmektedir.
Söz konusu yaş tespiti için başvurulan yöntem kişinin kemik yaşının belirlenmesidir. Kemik yaşı el bilek kemikleri veya el parmak kemiklerindeki kemikleşme olayları Greulich-Pyle ve Tanner-Whitehouse atlaslarındaki standartlardan yararlanılarak değerlendirilmektedir2.
Kemik Yaşı Testi Neden Önemli?
Refakatsiz çocuklar kendilerini koruyacak, gözetleyecek bir yetişkinin refakati olmaksızın sığınma arayan kişilerdir. 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Kanunu hükümlerine göre refakatsiz çocuklar korunmaya muhtaç durumdadırlar. Bu yüzden 12 yaşından küçük refakatsiz çocuklar çocuk yuvalarına yerleştirilmekte ve 12 yaş üzeri olanlar da yetiştirme yurduna yerleştirilmektedir. Bu durumda refakatsiz çocuklar sığınma süresince barınma, eğitim, ekonomik vb sorunlardan daha az etkilenmektedir. Refakatsiz çocuklara bu hizmetlerin sağlanması çocukların özel ilgiye ve korumaya ihtiyaç duymalarından ötürüdür. Türkiye’ye gelen refakatsiz çocukların yaşlarının belirlenmesi için kemik yaşı testi uygulanmaktadır. Türkiye’ye gelen refakatsiz çocukların durumları korunmaya ihtiyaç duymalarına, psiko-sosyal durumlarına, gelişimsel özelliklerine, sosyal, kültürel, biyolojik bütünlüklerine göre değerlendirilmemektedir. Bu durumda yaşın bilinmesi için bir tahmin olarak kabul edilebilecek kemik yaşı testi, bu çocukların geleceklerini şekillendirebilmektedir. Çocuğun yaşının kemik yaşı testi sonucuna göre 18 yaş altı çıkması durumunda çocuğa devlet koruması sağlanmakta (ya yetiştirme yurduna yada çocuk yuvasına yerleştirilmekte ve sağlık, eğitim vb. hizmetler sunulmakta) ama kişinin yaşının kemik yaşı testine göre 18 yaş üzeri çıkması durumunda kişiye herhangi bir hizmet sunulmamaktadır. Böylece kemik yaşı testine göre 18 yaş üzeri olduğu düşünülen kişiye sığınma süresince yetişkinlere uygulanan prosedür uygulanmaktadır.
Kemik yaşı testi fizyolojik olgunlaşmanın göstergesidir. Çoğunlukla çocuğun normal büyümesiyle ilgili bir sorunun olup olmadığının tespiti için kullanılmaktadır. Kemik yaşı testi doktorlara ve ailelere büyümenin ne kadar yavaş veya hızlı ilerlediğini ve çocuğun nihai büyümesinin ne olabileceği konusunda fikir verir. Kemik yaşının tespiti için kişinin el, bilek radyografisi başka çocuklarınkiyle karşılaştırılmakta ve kemik yaşının olgunlaşma düzeyine göre bir yaş tahmini yapılmaktadır. Söz konusu tahmin kemik olgunlaşmasına bağlı olarak çocuğun muhtemel yaşının ne olabileceğine ilişkindir. Bu yöntem çocuğun gelişiminde bir aksamanın olup olmadığının tespiti için başvurulmasında sakınca olmayan bir yöntemdir. Ancak bir kişinin kemik gelişimine bağlı olarak yaşının belirlenmesi ve böylece bazı haklardan mahrum bırakılması veya çocuk sayılmaması haklı görülemeyecek bir durumdur. Çocuk Hakları Sözleşmesinde çocuğun yaş sınırı 18 olarak belirlenirken dayanılan gerekçe sadece çocuğun fiziksel olgunlaşma düzeyiyle ilgili değildir. Bu yaş sınırı aynı zamanda çocuğun yetişkin denetimine ihtiyaç duyup duymadığına, ruhsal, sosyal ve gelişimsel özelliklerine göre belirlenmiştir. Bu durumda bir kişinin çocuk olup olmadığı öğrenilmek istendiğinde sadece kemik yaşı testine başvurulması haksız bir uygulamadır. Özellikle konu farklı kültürlerden, coğrafyalardan, ırklardan, çocuklar olduğunda kemik yaşı testi yöntemi biraz daha eleştirilebilir bir nitelik kazanıyor.
Farklı coğrafyalarda yetişen çocukların gelişmelerinin birbirinden farklı olması muhtemeldir. Afrika’da büyüyen çocuklarla Afganistan’da büyüyen bir çocukların gelişimleri coğrafi, ekonomik, biyolojik, kültürel vb. nedenlerden ötürü farklı olabilmektedir. Hatta aynı ülkede yaşayan çocukların da gelişimleri birbirinden farklı olabilir. Dünya Sağlık Örgütüne göre çevresel faktörler çocukların sağlıklarının ve refahlarının tanımlamasında temel rol oynar. Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlere göre dünyadaki esas çocuk hastalıklarının %30’undan fazlası çevresel faktörlere bağlanabilir. Sağlık faklı değişkenlere göre tanımlanmaktadır. Sağlıkta fiziksel çevre, genetik, biyoloji, sosyal, ekonomik ve kültürel faktörler ana rol oynamaktadır3. Kötü beslenme ve hijyen şartlarının düzgün olmaması hem doğum öncesinde hem de sonrasında büyümeyi etkiler4. Bu durumda çocuğun yaşı için sadece fiziksel özelliklere bakılmamalı. Çocuğun gelişimini etkileyebilecek bütün unsurlar göz önünde bulundurulmalı ve çocuğun sosyal, biyolojik ve ruhsal özellikleri bir bütün olarak değerlendirilmelidir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) anlayışı etrafında bir değerlendirmenin Türkiye’ye refakatsiz gelen çocuklar için yapılması önem taşımaktadır. ÇHS’e çocuğu sadece fiziksel özellikleriyle değerlendirmemektedir. Çocuk ruhsal, fiziksel, sosyal, kültürel özellikleri ve özel gereksinimleriyle bir bütün halinde değerlendirilmelidir. Bir kişinin çocuk olup olmadığı sadece fiziksel olgunluk, kemik gelişimi düzeyiyle açıklanabilecek, değerlendirilecek kolaylıkta değildir. Sadece fiziksel özelliklere göre bir kişiye çocuk demek veya çocuk değilsin demek haklı görülemez. Fiziksel özellikler kişinin yaşının tahmin edilmesinde destekleyici bir unsur olarak değerlendirilmelidir. Kişinin çocuk olup olmadığının tespiti için ruhsal, sosyal, gelişimsel özelliklerin ve özel gereksinim durumunun göz önünde bulundurulması gerekir. Bunun için psikoloji, çocuk gelişimi, sosyal hizmet gibi farklı mesleklerden kişilerin görüşlerine başvurulması gerekmektedir.
Öneri
Türkiye’ye gelen refakatsiz çocukların yaşlarının tespiti için farklı meslek elemanlarından bir heyet oluşturulup heyetin görüşleri önemsenebilir. Heyet, kemik yaşı testinin de sağladığı verileri göz önünde bulundurarak kişinin yaşı hakkında görüş beyan edebilir. Heyet, sosyal çalışmacı, çocuk psikoluğu, çocuk gelişimcisi gibi meslek elemanlarından oluşmalıdır. Böylesi bir durumda heyetin yaş tespiti yaptığı kişilerle ilgili rapor hazırlaması ve raporun alanda çalışan sivil toplum örgütlerinin, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin ve Çocuk Hakları Komitesinin gözetimine açık olması kişinin yaşıyla ilgili değerlendirmelerin güvenilirliğini artıracaktır.
Bu önerinin gerçekleştirilmesi çeşitli zorlukları içerecektir. Bu bir kişinin çocuk olup olmadığını belirlemenin zorluğuyla eşdeğerdir. Zaten bir kişinin çocuk olup olmadığının anlaşılması da böylesi zorlukları içermiyor mu? Acaba bugüne kadar kaçımız kemik yaşına göre muamele gördü? Siz çocuk olduğunuzu iddia ettiğiniz halde kemik yaşı testinden ötürü yetişkin muamelesine tabii tutulsaydınız neler hissederdiniz? Bir kişiye sen çocuksun veya çocuk değilsin demek çok mu kolay?
1 Refakatsiz çocuk beraberinde bir yetişkin (annesi, babası veya onu gözeten başka bir yetişkin) olmadan kendi başına sığınma arayan kişidir.
2 Dicle Tıp Dergisi, 2006 Cilt 33 Sayı 1 Sayfa 36-41
3 Principles For Evaluating Health Risks In Children Associated With Exposure to Chemicals, Environmental Health Criteria 237, World Health Organization (WHO)
4 Çavit Çulha “Çocuk ve Adolesanda Growth Hormon (Büyüme Hormunu) Eksikliği ve Tedavisi” Endokrinolojide Diyalog Dergisi, Cilt 4, Sayı 1 2007
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.