Mülteciler, ülkelerindeki kaçış sırasındaki sorunlar ve gittikleri ülkedeki insanların tavırları nedeniyle yoğun olarak güvensizlik duygusunu yaşayabilmektedirler.
Mülteciler güvensizlik duygusunun yanında korku ve yalnızlık duygularını da yoğun olarak yaşarlar. Çünkü gittikleri ülke ve o ülkenin insanları, bireye çok yabancıdır ve birey bu durumdan korkabilmektedir. Mülteciler ülkelerini terk edip başka bir ülkeye gelirken aile ve arkadaşlarını da terk etmektedirler. Bu yüzden geldikleri ülkelerde yalnızlık duygusu yaşayabilmektedirler.
Mülteciler kendi hayatlarının kontrolünden sorumlu olduklarını hissetme ihtiyacı içindedirler. İşsizlik ve bağımlı olmak, sinir bozukluğu, kızgınlık ve gücenme yaratır.
Yabancı bir ülkede yaşamak, aile desteğinden mahrum olmak, mülteciler için yabancılık ve dışlanmışlık hislerinin artmasına neden olur.
Mültecilerin kendi ülkelerini bırakıp, önceden tanımadıkları başka bir ülkeye gitmelerinden dolayı, eski yaşamında sahip olduğu konumlar, ilişkiler vb. kaybedilmekte ve gidilen ülkedeki kısıtlayıcı uygulamalar nedeniyle de kendilerini pasif, değersiz ve işe yaramaz hissedebilmektedirler ( Buz, 2004: 58).
Mültecilerde anksiyete, kolay sinirlenme, mutsuzluk, ağlama ya da çaresizlik hissi, çabuk değişen ruh hali, düşük yoğunlaşma, yalnızlık, bıkkınlık, şüphe, yetersizlik, intikam, nefret, vazgeçme gibi stres semptomları görülmektedir (Mültecilerin Akıl Sağlığı 1996; Akt,:Buz 2004:112).
Yararlanılan Kitap:
Sema Buz, “Zorunlu Çıkış Zorlu Kabul- Mültecilik” SGDD Yayınları, Ankara 2004
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.