HRW: Göçmenlere uygulanan insanlıkdışı gözaltı şartları durdurulsun

011hrwİnsan Hakları İzleme örgütü tarafından Yunanistan’daki mülteci ve göçmenlerin durumuyla ilgili basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklama şöyle:

 

Gözaltındakiler transfer edilsin, refakatsiz küçükler korunsun ve onlara uygun barınma koşulları sağlansın

(Brüksel) İnsan Hakları İzleme Örgütü, Yunanistan yetkililerinin Meriç (Evros) bölgesinde aşırı kalabalık ve insanlıkdışı koşullarda gözaltında tutulan göçmenlerin acil olarak Sisam Adası’nda bulunan ve şu anda boş olan tesise aktarılmaları ve aralarında bulunan 120 refakatsiz küçüğü koruması gerektiğini ifade etti. Afganistan, Eritre, Irak, Cezayir, Suriye, İran ve Fas gibi ülkelerden gelen göçmenler geçtiğimiz hafta ve aylarda Türkiye’den geçerek Yunanistan’a girmişlerdi.

Türkiye’den Yunanistan’ın kuzeyine geçen göçmen sayısı 2010 yılında çarpıcı bir biçimde artış gösterdi. Bu kişilerin içinde sığınmacılar, refakatsiz küçükler, yalnız kadınlar, ve küçük çocuklu aileler bulunmaktadır. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Aralık ayının ilk haftasında Yunanistan’ın kuzeyinde gerçekleştirdiği araştırma sırasında, gözaltı merkezlerindeki aşırı kalabalık yüzünden, uyumak için insanların uzanacak yer bile bulamadıklarını gördü. Bu merkezlerde kadın ve çocuklar erkeklerle aynı hücrelere tıkılmış durumdalar. Tuvalet imkanları oldukça kısıtlı olduğundan, insanlar bazen etraftaki boş alanlarda ihtiyaçlarını giderebilmeleri için gardiyanların gözetiminde dışarı çıkartılıyorlar. İnsan Hakları İzleme Örgütü ,bu koşulların açık bir biçimde göçmenlerin sağlık ve güvenliğini tehdit eden, insanlıkdışı ve aşağılayıcı bir muamele olduğunu, uluslararası insan hakları hukukunu ihlal ettiğini bildirdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü üstdüzey araştırmacısı Simone Troller, yetkililerin İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne adalardaki aşırı kalabalığı önlemek için göçmenlerin geçen sene kuzeye aktarıldığını söylediğini bildirdi. “Fakat şimdi kuzeyde tehlikeli ve sağlıksız bir durum yaratan aşırı kalabalığa çözüm bulunması gerektiğini” ekledi.

Yunanistan gözaltındakileri adalardaki daha geniş gözaltı merkezlerine göndermeli, ailelerin bütünlüğünü koruyarak yalnız kadın ve yalnız erkekleri ayrı yerlerde tutulmalarını sağlamalı ve mümkün olduğunda gözaltı yerine alternatif çözümler üretmelidir.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, 9 Aralık 2010’da Brüksel’de AB dönem başkanı Belçika yönetiminde AB’nin dış sınırlarındaki refakatsiz küçüklerin durumu görüşülürken Yunanistan’daki durumun öncelikli olarak irdelenmesi gerektiğini bildirdi.

Yunanistanda göçmenler, özellikle Yunan otoritelerinin sınırdışı etmeyi umut ettiği göçmenler, aylarca gözaltında tutuluyorlar. Gözaltındaki göçmenlerin İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne verdiği bilgiye göre, bazen yetkililer sığınma talebinde bulunmaları durumunda gözaltı sürelerinin uzayacağını söylüyorlar. Çoğu göçmen İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne sığınma talebinde bulunmadıklarını, çünkü Yunanistan’ın neredeyse tüm başvuruları ret ettiğini ve talepte bulunmanın yalnızca gözaltında kalma sürelerini daha da uzatmak anlamına geleceğini söyledi. Türkiye’den bir sığınmacı çok kötü koşullar altında Yunanistan’ın kuzeyindeki aşırı kalabalık Ferres polis karakolunda neredeyse 4 ay boyunca tutulduğunu ifade etti.

Aralık başında İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün ziyaret ettiği Fylakio-Kyprino gözaltı merkezinde 450’den fazla göçmen arasında 9’u kız olmak üzere 120 refakatsiz küçük bulunmaktaydı. Buradaki refakatsiz küçükler haftalardır ya da aylardır tutuklu durumundaydılar ve orada oldukları sürece yataklarını diğer tutuklularla paylaşıyorlardı. Bazıları yetişkinlerle aynı yerde tutuluyor ve avluya çıkmalarına bile nadiren izin veriliyordu.

Aralık ziyareti esnasında bozulmus tuvaletlerden taşan lağım sularının bazı hücrelere dolduğu görüldü. Merkezde genel olarak gerilimli bir atmosfer vardı, polisler ve gözaltındakiler sıklıkla şiddet olaylarının baş gösterdiğini ve altyapının zarar gördüğünü söyledi. 14 yaşındaki refakatsiz bir küçük, 43 gündür gözaltında tutulduğunu belirtti.

Yunanistan’ın refakatsiz küçükleri koruma yükümlülüğü ve gözaltını sadece son çare olarak kullanma zorunluluğuna rağmen, çocuklar haftalar veya aylardır gözetim altında tutuluyor. Yetkililer İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne refakatsiz küçüklerin bir kabül merkezinde yer ayarlanana kadar kendi hallerine bırakılmamaları için gözaltında tutulmak zorunda olduklarını söyledi. Fakat, uluslararası kuruluşların çoçuklara yönelik kabul merkezleri konusunda tekrar eden çağrılarına rağmen Yunanistan buna yönelik ciddibir adım atmadı.

Troller çocukları gözaltına almanın onları koruma yöntemi olmadığını belirtti ve “Yetkililerin bahaneler üretmek yerine yerel yönetimlerle ve sosyal hizmet kuruluşlarıyla birlikte acil durum düzenlemeleri yapmaları, savunmasız durumdaki bu çocukları korumaları gereklidir.” diye ekledi.

AB Dış Sınırlar Ajansı Frontex Kasım başlarında 5 yıllık geçmişinde ilk kez 175 kişilik Hızlı Sınır Müdahale Grubu’nu (RABIT) görevlendirdi. Yüksek teknolojiye sahip keşif ekipmanı, helikopter, köpekler ve araçlar ile RABİT kuvvetleri, Yunanistan’a olan göçmen akışını durdurmada Yunanistan otoritelerine destek veriyor. Korunma ihtiyacı olanlara müdahalede etme konusunda açık bir yetkiye sahip olmasa da göçmenlerin kimlik tespitinde Yunan otoritelerine destek veren RABIT kuvvetleri, AB Temel Haklar Sözleşmesi’ne uyumlu olarak hareket etmek yükümlülüğündedir.

Yunanistan Avrupa’ya giriş yapmaya çalışan göçmenler için ana giriş kapısıdır. Ülkeye giren göçmenler arasında sığınmacılar, refakatsiz küçükler, işkence ve kaçakçılık mağdurları gibi savunmasız bireyler de bulunmaktadır ki Yunanistan’ın bu insanları zulüm görrne, sömürülme ve yok sayılma risklerine karşı koruma yükümlülüğü vardır. Yunanistan otoriteleri toprakları üzerinde bulunan tüm insanlara Yunanistan’da kalma hakkının olup olmamasından bağımsız olarak insanca davranmak yükümlülüğündedir.

Troller “Frontex kuvvetleri Yunanistan sınır bölgesinde göçmenlerle ilgili oluşan bu insani kriz durumuna kayıtsız kalamaz” dedi ve “Sözleşme ve AB temel değerleri göçmenlere insanca davranılmasını garanti altına alınması için tüm önlemlerin alınmasını gerektirir” diye ekledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre Yunanistan’ın bu duruma çözüm üretememesi halinde sınırlarda göçmenlere insanca müdahale edileceği zamana kadar Frontex’in Yunanistan ile işbirliğini durdurması, RABIT kuvvetlerine destek veren AB üye ülkelerinin operasyondan sınır muhafızlarını çekmesi gerekmektedir.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, BM ve Avrupa hak kuruluşları, Yunanistan’ın bu bölgesindeki gözaltında koşullarını defalarca sert şekilde kınamışlardır. Yinelenen eleştirilere rağmen, Yunanistan gözaltındakilerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak ya da haklarını koruyacak yeterli adımı atmadığı gibi yasalarda da daha uzun gözaltı süresine izin verebilecek şekilde değişikliğe gitmiştir.

Ek olarak İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün daha önce yaptığı araştırmada belgelediği üzere, Yunanistan’ın işleyen bir sığınmacı sistemi yoktur. İlk başvurularda başvuranların ancak 0.04’ü kabul alabilir. Son dönemlerde itiraz hakkının yeniden tanınmasına rağmen bu süreç halihazırda karar bekleyen 45,000’den fazla dosya sebebiyle tıkanmış durumdadır. Yunanistan’ın iltica sistemini, ihtiyacı olanların işkenceden korunmasını garantileyecek şekilde yenilemesi yıllar alacaktır.

Orijinal metin

 

Read Previous

Askarov’un işkence ile infazı, Türkiye’nin sorumluluğudur

Read Next

18 Aralık Dünya Göçmenler Gününde göçmen olmak!