LONDRA – Akdeniz’de bulundukları teknenin bozulması sonucu aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 61 göçmen açlık ve susuzluktan hayatını kaybetti. 16 gün boyunca açıkta bekleyen tekneden haberdar olan NATO hiçbir müdahalede bulunmayarak ölümleri izlemekle yetindi.
25 Mart günü içinde 72 kişinin bulunduğu göçmen teknesi Libya’nın başkenti Trablus’tan İtalya’nın Lampedusa adasına doğru yola çıktı. Teknede 47 Etiyopyalı, 7 Nijeryalı, 7 Eritreyalı, 6 Ganalı ve 7 Sudanlı göçmen bulunuyordu. 20’si kadın olan göçmenler arasında 2 çocuk da bulunuyordu. Ganalı tekne kaptanı Akdeniz’de 18 saat yolculuk ardından yakıt kaybına uğradıklarını ve hedeflerine ulaşamayacakları tespitinde bulundu.
İtalya sahil güvenliği: Her şey yoluna girecek
Göçmenler uydu telefonu aracılığıyla İtalya’daki bağlantıları, Roma’da Habeshia mülteci barınma merkezi sorumlusu papaz Moses Zerai ile ilişkiye geçtiler. Zerai İtalya sahil güvenliği ile ilişkiye geçerek uyardı. Sahil güvenlik yetkilileri bir süre sonra geri arayarak, teknenin yerini Trablus’tan yaklaşık 90 kilometre uzakta tespit ettiklerini söyledi. Sahil güvenliği Zerai’ye alarm verdiklerini söyleyerek ‘ilgili makamları’ bilgilendirdiklerini, her şeyin kontrol altına olduğunu belirttiler.
Helikopter geldi ama..
Sahil Güvenliğin verdiği bilgi doğruydu, zira kısa bir süre sonra bir helikopter göründü. Pilotlar helikopterden tekneye su petleri ile birkaç paket bisküvi indirdiler. Ve mültecilere, yardım gemisini beklerken bulundukları noktada kalmaları yönünde uyardılar. Helikopter gitti ancak kurtarma gemisi gelmedi.
NATO ülkelerinin hepsi helikopterin varlığını inkar ettiler
Akdeniz’deki NATO operasyonlarına katılan ülkelerin hiçbiri tekneye bakmak üzere giden helikopteri üstlenmeyerek, varlığını adeta inkar ediyorlar. Malta “gereksiz yere olayın ortasında” bulunduğunu söylüyor. Ancak İtalya Sahil Güvenliği, Malta yetkililerini bilgilendirdiklerini doğruluyor. Zira “tekne Malta arama kurtarma bölgesi içerisinde bulunuyordu” diyorlar. İtalya yetkilileri bununla da kalmayarak, mültecileri taşıyan bir tekneye dikkat çeken, gerekli görüldüğünde kurtarma çalışmasının başlatmasını içeren genel bir alarm verdiklerini ifade ediyorlar.
Açlık ve susuzluk başladı
Tarih 27 Mart gününü gösterdiğinde hala görünürde hiçbir yardım yoktu. Yakıtı bitmiş olan tekne kontrolsüz bir şekilde kendi halinde ilerliyordu. Kurtulan 11 kişiden biri olan 24 yaşındaki Etiyopyalı Ebu Kurke, İngiliz gazetesi The Guardian’a önce su, ardından da yiyeceğin nasıl tükendiğini, ve buna ek olarak havanın da nasıl kötüleştiğini anlattı.
Fransız uçak gemisi görmezden geldi
29 Mart günü bir ara yardım umudu göründü. Bir uçak gemisi tekneye birkaç mil kadar yaklaştı. Uçak o kadar yaklaşmıştı ki görmemeleri mümkün değildi. Gemiden iki uçağın bir süre tekne üzerinde uçmaları bunu doğruluyor. Mülteciler pilotlara yardıma ihtiyaçlarının olduğunu anlatmak için her şeyi yaptılar. Ancak uçaklar gemiye geri döndükten sonra gemi mültecileri kaderine terk ederek uzaklaşmaya başladı.
Mültecileri kaderine terk eden gemi Fransız Charles de Gaulle uçak gemisiydi. Fransa hükümeti önce olayı inkar etti. Ancak Charles de Gaulle gemisinin teknenin bulunduğu alana yakın bir yerde olduğu kanıtları ile yüzleşince Fransız yetkililer ‘yorum yok’ diyerek tutum değişikliğine gitti.
Diş macunu yiyerek hayatta kalmaya çalıştılar
Bundan sonra gelen 10 günde toplam 61 mülteci sussuzluk ve açlıktan hayatlarını kaybettiler. Teknedeki iki çocuk, ilk iki günde hayatlarını kaybettiler. Kurtulanlar, Guardian gazetesine hayatta kalmak için sidik içitiklerini ve diş macunu yediklerini söylediler.
Tekne 10 Nisan günü Libya’nın Misrata kenti yakınlarındaki Zlitan’da karaya oturdu. Libya lideri Muammer Kaddafi’ye bağlı güçler hayatta kalan 11 kişiyi tutuklayıp cezaevine koydu. Burada 1 kişi daha hayatını kaybetti. Mülteciler 4 gün sonra serbest bırakıldılar. Hayatta kalan 10 mülteci şimdi Trablus’ta bulunan Etiyopyalıların yanında gizleniyorlar.
BM soruşturma istedi
Birleşmiş Milletler Yüksek Mülteciler Konseyi (UNHCR) BM’den, bölgede yoğun bir güç ile bulunan NATO’nun neden mültecilere yardımda bulunmadığının soruşturulmasını istedi. Uluslararası Deniz Hukuku’nun, askeri dahil tüm gemilere, acil yardım çağrılarını yanıtlama sorumluluğu getirdiğine dikkat çeken UNHCR sözcüsü Laura Boldrini, “Akdeniz vahşi batıya dönüşmemeli’ dedi. Boldrini, “Denizde acil yardıma ihtiyaç duyan insanlara yardımı reddedenler cezasız kalmamalıdır” dedi.
Arap dünyasında yaşanan halk ayaklanmalarının da etkisiyle, son aylarda Libya üzerinden İtalya’ya 30 bine aşkın insan göç yollarına düştü. Bunlardan sadece geçtiğimiz ay 800’u deniz sularına kapılarak hayatlarını kaybetti. Ancak gerçek rakamın bundan çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.
ANF NEWS AGENCY
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.