Hiç bir zaman mülteci olmak aklıma gelmemişti. Küçükken hep doktor, mühendis ve polis olmak istemiştim ama şimdi bütün hayallerim yıkılmış durumda. Şimdi bazen bu dünyadan kurtulmak istiyorum. Onun için intihar aklıma gelir ama vicdanım bunu da kabul etmez. Havada asılı kalmış gibiyim, her rüzgar gelip beni istediği tarafa götürmek istiyor. Zakira. H. Frotan yazdı.
(Hikayemi okuyup mülteci olmanın tadını anlayabilirsiniz)
Türkiye’ye 1 sene önce geldim. Size neden Afganistan’dan geldiğimi anlatacağım.
Aslında Afganistan’da durumumuz fena değildi. Babam öğretmendi; öğleden önce ders veriyordu, öğleden sonra ise dükkanda çalışıyordu.
Afganistanın her yerinde Taliban olduğu gibi bizim köyümüzde de taliban vardı. Hatta bizim şehrimizde başka şehirlerden daha fazla Taliban yaşıyordu.
Bizim evimizin yakınında Taliban ile çalışan bir aile vardı. O yüzden her gece Talibanlar bizim köyümüze gelip, toplantı yapıyorlardı. Çok uzaktan arabaları gelince bizim ruhumuz ölmüş olurdu. Çünkü onlar gelince köyümüze korku gelirdi. Taliban isterse hemen öldürür ve her türlü şeyi yapabilirdi. Onlarda çok fazla silah vardı.
Talibanlar son 1 ayda yaşadığımız yere çok fazla gelmeye başlamış ve patlamalar da çok artmıştı. Başka şehirlerde sivil toplum ve Taliban arasındaki çatışmalar da çok artmıştı. Bizim köyümüzde de aynı olay vardı. Bu çatışmalar artınca devlet polisleri gelip Taliban ile savaşıyordu.
Bir akşam babam eve gelmedi. Ben dükkana gittim, orada da yoktu. Hiç kimse onu görmemiş ve kimsenin ondan haberi yoktu. Yaklaşık bir hafta sonra babam eve geldi. Eve gittiğimde babamın çok kötü durumda olduğunu gördüm. Ne oldu diye sordum. Babam ağlayarak cevap verdi: Beni Taliban götürdü ve çok çok işkence etti. Suçum nedir diye sordum. Suçumu hiç söylemeden işkence ettiler ve dövdüler.
Neyse tekrar yaşamamıza devam ettik. Bir kaç ay sonra babam şehir merkezine gitti. Bende onun yerine dükkanda çalışıyordum. Bir grup Taliban geldi, yüzlerini kapatmışlardı, hatta gözlerini bile neredeyse göremiyordum. Dükkana gelince hemen gözlerimi ve ağzımı kapatıp, beni zorla bir arabaya soktular. Nereye götürdüklerini bilmiyordum. Sadece geleceğe dair bütün hayallerimin yıkıldığını ve ölümü görüyordum. Çünkü arkadaşlarım hep Taliban’dan bahsederlerdi. Genelde şöyle denirdi: Eğer Taliban götürürse başka dünyaya gönderir. Bir süre sonra beni bir eve götürdüler ve karanlık bir odada gözlerimi açtılar. Her gece işkence yapıyorlardı ve bir gece 5 kişi tecavüz etti. Kapının sesi gelince hep ağlıyordum. Yapacak hiç bir şeyim yoktu. Onlar gelip ellerimi bağlayıp istediğini yapıyorlardı. Yaklaşık bir hafta cehenemde kaldım ama hep kaçacak yol arıyordum ama bütün kapılar kapalıydı. Özet olarak en son bir yol bularak oradan kaçtım ama kaçtığımda her şey berbat olmuştu. Çünkü babam ve ailem ölümle tehdit edilmişti. O yüzden onlar kaçarak başka şehre gitmiş ve Taliban evimizi yakmıştı.
Hiç bir zaman mülteci olmak aklıma gelmemişti. Küçükken hep doktor, mühendis ve polis olmak istemiştim ama şimdi bütün hayallerim yıkılmış durumda. BMMYK Afgan sığınmacıların dosyalarına bakmıyor. Bazen en kötü durumda olan ailelerin dosyasını inceliyoruz diyorlar ama bence bizim gibi vakalara zar zor rastlanıyordur. Çünkü çoğu Afganistan’da ölmüş olur ve Taliban’ın zulmünden kaçamazlar.
Neden mültecisin diye sorarlarsa budur cevabı. Yoksa bütün eşyalarımı ve çevremdeki arkadaşlarımı hiç bir zaman kaybetmek istemiyordum. Türkiye’ye geldik ama Türkiye’deki sığınmacıların durumu da zorlaştı.
BMMYK neden geldin diye sormaz. Direk 2017-2018’e randevu veriyor. Eğer oturup bizi dinleseydi belki bizi anlardı ama maalesef hayat burada Afganistan’dan daha zorlaştı. O kadar zorluk içinden kaçıp BMMYK’ya sığındım ama durum değişmedi. Hatta daha da fenalaştı. Şimdi bazen bu dünyadan kurtulmak istiyorum. Onun için intihar aklıma gelir ama vicdanım bunu da kabul etmez. Havada asılı kalmış gibiyim, her rüzgar gelip beni istediği tarafa götürmek istiyor.
İşte budur mülteci olmanın tadı.
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.