Şehir dışına bile izinsiz çıkamıyoruz. Biz haklarımızı nasıl alabiliriz ki! Bizim ümidimiz mülteci için çalışan, onların çeşitli sorunlarını BMMYK ile paylaşan örgütlerdir. Bu örgütler eğer ayrımcılık yapamaya devam ederse bizi kim koruyacak. Bizim haklarımızı kim savunabilir ki! Biz zaten ayrımcılık ve savaşa hayır demek için tehlikeli yollardan geçip Türkiye’ye sığındık.
Türkiye’ye mülteciler, farklı ülkelerden gelmekte ve farklı ırk, din ve düşünceleriyle yaşamaktadır. Bildiğiniz üzere mülteciler, farklı sorunlar yaşamaktadır. Bunlardan en büyüğü çalışma izninin verilmemesidir. Bu durum mültecileri herhangi bir iş yapmaya teşvik etmektedir. Çünkü bir kişi 30 yıl boyunca okumuş, üniversiteyi bitirmişse de, kendi mesleğini yapmak istiyorsa da maalesef çalışamıyor. Bu durumda kişi otomatik olarak depresyona girer. Okumuş olmak herhangi bir artı puan getirmiyor, kişi okumuş, okumamış fark etmiyor.
Afgan mültecilerden birçok kişiyi tanıyorum. Kahramanmaraş’ta yaşayan bir Afgan mülteci, Afganistan’dayken gazeteciydi. Ama Türkiye’de çok zor koşullarda inşaatta çalışmaktadır. Başka bir kişi Afganistan’da üniversiteyi derece ile bitiren bir mimar, 200 TL’ye 7 ay boyunca mimar olarak çalıştı ve çalışma izni olmadığı için iş sahibi tarafından iyice sömürüldü. Böyle birçok örnek bulunmaktadır.
Sağlık sigortaları yok. Bu ciddi bir sorundur. Tedavi giderlerini kendileri karşılayamamaktadır.
Eğitim ve barınma sorunları de önemli sorunlardandır.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, (BMMYK) 2006- 2013 yılları arasında farklı ülkelerin mültecilerine öncelik vererek, onları güvenli başka ülkelere göndermiştir. Afgan mülteciler, bu karardan çok zarar gördüler. Bu dönemde Afgan mülteciler zor koşullarda mücadele verdiler. Afgan mülteciler için Özel Kabul ve Askıya Alma dönemi gibi mültecilere zarar veren kararlar getiriliyor. Bunlar belki BMMYK’nın veya ülkelerin politik davranmasına bağlıdır ama Türkiye’deki bazı sivil toplum örgütleri da ayrımcılık yapmaktadır. Bu örgütler, sadece bir ülkenin mültecilerine yönelik çalışmaktadır. Tabi her örgüt, ayrı bir proje ve ayrı bir etnik grup üzerine çalışmak isteyebilir ve bu hakkıdır. Ama mülteci hakları için çalıştığını söyleyen ve herkes bizim için aynıdır diye konuşan örgütlerin ayrımcılık yapması biraz sorunlu görünmektedir.
İnsanlığın en güzel görevi adalet dağıtmasıdır – Voltaire
2012-2014 yılları arasında Sığınmacı ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM) ve International Medical Corps ( IMC) İranlı mülteciler için sağlık hizmetleri ve çeşitli aktiviteler sunmaktadır. Bu projede başka mülteciler (Somali, Afgan vs. ) de dahil edebilirdi. Veya her ülkeden durumu acil olanlara, hasta olan kişilere ve dul bayanlara öncelik verilebilirdi. Bir kaç defa ASAM ile görüştükten sonra en son %1’lik bir kotanın Afganlara verildi. İranlı mülteciler için çalışmayın demiyorum, onların da çeşitli sorunları var. Ama sivil toplum örgütü olunca ve mülteciler için çalıştığını söyleyince herkes için aynı seviyede çalışmak gerekiyor. Çünkü burada yaşayan mültecilerin sorunları aynıdır. Afganistan’da 35 yıldır savaş devam ediyor ve o yüzden Afgan mülteciler her şeyin kaybedip Türkiye’ye sığınıyorlar. Burada bence Afgan mülteciler en muhtaç olanlardandır. Ama maalesef hiç bir zaman onlara öncelik verilmemiştir.
Aşağıda yazdığım şeyler Helsinki’nin (Helsinki Yurttaşlar Derneği) bize gönderdiği toplantı tanıtım ve davet belgesinde de yazmaktaydı.
Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD) Mülteci Programı, 2012 Nisan ayından beri International Medical Corps ( IMC) örgütünün Türkiye’deki İranlı sığınmacılara yönelik yürüttüğü kapsamlı destek projesinin uygulama ortaklarından biridir.
8 Şubat 2014’de Kayseri’de İranlı Sığınmacılarla Sivil Toplum Örgütleri Buluşması adlı bir toplantı düzenlendi. Helsinki ile konuşup, itiraz ettikten sonra toplantı ismini Sığınmacılar ve Sivil Toplum Örgütleri Buluşması diye değiştirdiler, sağ olsunlar bizi de en sonunda toplantıya dahil ettiler.
Bu yazdıklarımın amacı: Sivil toplum örgütleri, mülteciler arasında ayrımcılık yapmayı bıraksınlar veya bir ırk veya ülke için çalışmak istiyorlarsa o ismin altında çalışsınlar. Örneğin, Somalilerle Dayanışma Derneği gibi olsun. O zaman Afganlılar o kapıya gitmez çünkü ismi bellidir. Eğer bu örgütler ayrımcılığa devam ederse güvenini kaybeder. Mülteciler bir daha onlara güvenmez. Çünkü Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner.
Afgan Mülteciler: BMMYK ve Mülteci Kabul eden ülkeler siyasi davranıp ve bazı ülkelere öncelik vermektedir. Bunu düzeltmek için gücümüz yok. Hatta şehir dışına bile izinsiz çıkamıyoruz. Biz haklarımızı nasıl alabiliriz ki! Bizim ümidimiz mülteci için çalışan, onların çeşitli sorunlarını BMMYK ile paylaşan örgütlerdir. Bu örgütler eğer ayrımcılık yapamaya devam ederse bizi kim koruyacak. Bizim haklarımızı kim savunabilir ki! Biz zaten ayrımcılık ve savaşa hayır demek için tehlikeli yollardan geçip Türkiye’ye sığındık. Lütfen bizi anlayın ve bizim aramızda ateş yakmayın. Eğer gücünüz yetmiyorsa o zaman bu işlere hiç bulaşmayın.
Ayrımcılığa HAYIR demek için canımızı bile vermeye hazırız.
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.