İstanbul Bilgi Üniversitesi, göç konusunun ve Suriyeli sığınmacıların durumunun insan hakları açısından ele alındığı “Şimdi Dinleme Zamanı” başlıklı seminere ev sahipliği yaptı.
Halkla İlişkiler Programı son sınıf öğrencilerinin düzenlediği seminer, santralistanbul’da gerçekleşti. Seminer kapsamında sığınmacılık, mültecilik kavramları incelenirken, uzmanlar özellikle kentlerde yaşayan Suriyeli sığınmacılarla ilgili durumu tarihsel, hukuki ve psikolojik boyutlarıyla tartıştı. Sıcak gündemdeki konuyla ilgili farkındalık yaratmayı amaçlayan seminerde ayrıca sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına değinildi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Halkla İlişkiler Programı son sınıf öğrencileri her yıl gerçekleştirdikleri seminer dizisine bir yenisini ekledi. Bu yılki seminer, Suriye’deki savaş sürerken ülkemizdeki “öteki”yi anlamak üzere “Şimdi Dinleme Zamanı” başlığıyla düzenlendi. Sıcak gündemdeki Suriyeli sığınmacıların durumunu değerlendirerek bilgi alışverişinde bulunulan seminerde, açılış konuşmasını İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu yaptı. Nalçaoğlu “Türkiye tarihten beri bir göç yolu, DNA’mızda bu tür olaylar çok var, onlar biziz, biz onlar. Bu konuda ayrımcılık yapılmaması gerekir” dedi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Kaya da göç kavramının tarihçesine değinirken “Göçmenlerin ve hatta sosyolojik ve antropolojik açıdan kendilerini azınlık olarak tanımlayanların kendilerini açıkça ifade edebilmeleri ve beklentilerini dile getirebilmeleri için onlara kulak vermek gerek” dedi. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Avukat Taner Kılıç meseleyi özellikle insan hakları açısından değerlendirirken zulüm karşısında ilticanın temel bir insan hakkı olduğunu belirtti ve göçle mücadele için değil, yönetmek üzere çalışılması gerektiğini ekledi. Kılıç, “Gelen insanları zenginlik olarak görmek gerek” dedi .Seminere video kayıt üzerinden katılan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Eski Dış İlişkiler Sorumlusu Metin Çorabatır ise “Mülteciler zor şartlarda Türkiye’ye gelip yasadışı çalıştırılıyorlar. Statüleri yok, geleceklerini göremiyorlar.” dedi ve hukuki haklarla geleceğin verilebileceğini belirtti.
Sığınmacıların psikolojik durumlarını değerlendirmek üzere katılan Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği Ruh Sağlığı Hizmetleri Sorumlusu Klinik Psikolog Cansu Alözkan ise yaşanan ve yarım kalan yas duygusundan ve değişimin yarattığı duygusal güvensizlikten bahsetti.
Seminerin ikinci bölümü, İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü öğrencileri tarafından hazırlanan, konuyla ilgili mini belgesel film gösterimiyle açıldı. Suriyeli öğrencilerle gerçekleştirilen mini belgesel, çocukların Türkiye’de yaşamlarına dair düşüncelerini yansıttı. Seminerin son bölümünde ise Small Projects Istanbul İletişim Müdürü Anna Tuson yaptıkları çalışmalardan ve ihtiyaçlardan bahsetti. Tuson “Bu insanların ailenin bir parçası olduğunu görmemiz gerek” dedi. Son olarak Hayata Destek Derneği çalışanı ve bir Suriyeli sığınmacı konumunda olan Rana Safaa Sayah yapılan çalışmaları ve kendi deneyimlerini paylaştı.
Suriye’de savaş sürerken ülkemizdeki “öteki”yi anlamak için düzenlenen etkinlik kapsamında ayrıca, Aydın Doğan Vakfı’nın “Uzun İnce Bir Yolda Mülteciler” Karikatür Sergisi yer aldı. Sergi 30 Aralık’a kadar santralistanbul Kampüsü ÇSM Galeri’de devam edecek.
Kaynak: İstanbul Bilgi Üniversitesi Basın Bülteni
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.