Türkiye’nin sınır geçişlerini engellemeyeceği haberinin yayılmasıyla düzensiz göç hareketliliği yaşanmaya başladı. Pazarkule Sınır Kapısında Yunan güvenlik güçleri sınır geçişini engelleyip orantısız güç kullanırken, Meriç Nehrini çeşitli noktalardan geçmeye çalışan insanları engellemek için tel örgüler çekildi ve nehrin kıyısına silahlı güvenlik güçleri yerleştirildi. Deniz yoluyla sınırları aşmak isteyen birçok sığınmacıysa farklı noktalardan botlarla Yunanistan’a bağlı adalara ulaşmaya çalışıyor. Yaşanan gelişmeleri ve olası sonuçlarını HDP Kocaeli milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na sorduk.
Ankara Akyurt Geri Gönderme Merkezinde (GGM) tutulan sığınmacıların zorla sınıra götürüldüklerine dair bilgi paylaştınız bugün. Bu konuda ne söylemek istersiniz ve diğer GGM’lerden insanların sınıra taşındıklarına dair elinizde herhangi bir bilgi var mı?
Biz gelen net, somut bilgi buydu. Avukat bey tarafından aktarıldı. Kesin bilgi yani, eminiz. Geçen gün Halk TV muhabiri düzensiz göçmenler yürürken onları çekmiş. Biri diyor ki “Ben cezaevindeydim. Beni cezaevinden çıkardılar ‘hadi güle güle, gidin sınıra’ dendi.” mesela.
28 Şubat tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Göç ve Uyum Komisyonu’nu toplantıya çağırdınız. Çağrınızda daha önce yaşanan göç hareketleri sırasında deniz yoluyla Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken yaşamını kaybeden insanların sayısına ilişkin verileri paylaşıp, canlı TV programlarında Ege’den botlarla yapılan güvensiz geçişlerin cesaretlendirici bir biçimde yer bulmasından yakındınız. Yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tabi, Türkiye bunu bir şantaj olarak kullanıyor. Acımasızca kullanıyor. Madem Suriye, İdlib konusunda bana yardımcı olmuyorsunuz, istediklerim olmuyor, “Ey batı ben de sizin üstünüze salarım bunu” diyorlar. Erdoğan zaten daha önce demişti ya “Salarım ha.” diye. Bu Avrupa için ciddi bir husus, tehdit, Suriye politikalarını da değiştirebilir. Rusya devrede, onlar Rusya’ya baskı yapabilir. Oradan bir takım değişiklikler olabilir çünkü bu konu hakikaten batının yumuşak karnı. Olan göçmen hakkına oluyor
Mülteci haklarını önemseyen, inceleyen bizler için önemli husus şu: Şu ana kadar Türkiye’de çok yoğun bir şekilde Suriyeli nefreti vardı, iktidar bunu dizginliyordu, Erdoğan karizmatik lider yapısıyla alttaki bu tepkiyi dindirmeyi başarıyordu. İşin gerçeği bu önemli bir başarı çünkü yanlış politikalar sonucu halkta önemli bir nefret oluşturulmuş durumda. Fatura biraz da göçmenlere ödettiriliyordu.
Değişen politikanın sonuçları ne olur?
Yurt içinde sıkıntılara sebep olur. Artık Suriyeliler, gönderilmesi gereken, kurtulunması gereken kişiler. Adeta düşmanlar, onlara gösterilen tahammül bundan sonra bitirilecek, düşmanlık dozu daha da artırılacak ve linç olayları olabilir. Asıl sıkıntıyı ben içeride görüyorum. Bu gerçekten sıkıntılı. İktidar politikasını değiştirdi, resti çekti. Bu durum zaten diken üstündeydi. Erdoğan’ın hatırı için insanlar, AKP seçmeni, son derece rahatsız olduğu halde Erdoğan muhacir kardeşlerimiz dediği için taban da bir şey demeyelim diyordu.
Şuan ki tutumda bir değişikliğe gidilmesi, önceki politikalara dönülmesi normalleşmeyi getirebilir mi?
Bence Suriyeliler istenmeyen insanlar olarak ilan edildiler ve gitmeleri yönünde açık/kapalı bir politika artarak sürdürülecek. Bu çok vahim bir şey. Fahrettin Altun bu akşam (01.03.2020) yaptığı açıklamada “Biz isteyeni gönderiyoruz.” diyordu. Tabii bu tür açıklamaların anlamı şu: Biz resmi açıklama olmaksızın batıya şantaj yapıyoruz ama resmi açıklamayla kendimizi zor duruma düşürmek istemiyoruz. Bunlar kıt bir aklın mahsulü. Yoksa yapılmak isteneni herkes görüyor. Mesela İçişleri Bakanı az önce attığı tweette sınırı geçenlerin yüz bini bulduğunu yazdı. Büyük bir sevinçle saat başı tweet atıyor, bayram ediyor. Zaten Soylu ve ekibi de istemiyordu. Sırf Erdoğan dursunlar dediği için kimse ses çıkarmıyordu. Şimdi bayram ederek tweet atıyor, az önce yüz bine ulaştı dedi birazdan iki yüz bin der. Böyle çok gayri insani, korkunç bir politikayla karşı karşıyayız.
Ömer Faruk Gergerlioğlu Kimdir?
HDP Kocaeli Milletvekili olan Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesidir. Göğüs hastalıkları uzmanı olan Gergerlioğlu, bir dönem Mazlum-Der Genel başkanlığı yapıp yıllardan beri insan hakları mücadelesi yürütmektedir.
Multeci.net Haber Merkezi / Sığınma Hakkı için Habercilik