Multeci.net’in hikayesi

Tanığı olduğumuz yaşamları, gerçekleri sadece izlememiz ve hiçbir sorumluluk almadan yolumuza devam etmemiz bir tercih olabilir. Ama her tanıklık aynı zamanda bir sorumluluktur. Bu sorumluluklar yerine getirilmeyip emek verilmediğinde hayat, nasıl anlam kazanıp, güzelleşebilir ki!

Multeci.net, bir tanıklığın, mültecilerle birebir çalışmamın getirdiği sorumluluğun, duyarlılığın hikayesidir.

9 yıl önce başladı bu hikaye. 9 yıllık uzun süreden daha değerli ve anlamlı olan multeci.net’in araladığı kapıdan gösterdiği mülteci gerçekliğidir.

Bu hikaye alışılagelen biçimde mültecilere söz hakkı tanımadan bir algı yönetimine dönük yaklaşımdan, mültecileri istatistiklerle, terimlerle anlatan yaklaşımdan farklı bir ifadedir.

Multeci.net mültecilerin istatistiklerden, ilgili terimlerden, büyük bütçeli projelerden daha fazla anlam ifade ettiğini gösterir ve ilhamını sınırları anlamsızlaştıran insanların hapsedildikleri dar alanda verdikleri mücadeleden, her bir mültecinin belirsizlik, umut, keyif, hüzünle iç içe geçen yaşamından alır.

Multeci.net;

Mülteciler için var olan ama mültecileri “elit” bir bilinmezliğe iten hukuki zemini ve bu hukuki zemine rağmen yaşanan mağduriyeti,

Onlardan sorumlu uluslararası kuruluş BMMYK’nın himayesinde olmanın değer gördüklerine dair yarattığı gerçekten uzak algıyı ve taciz, tecavüz ve sömürüye karşı nasıl korunmasız bırakıldıklarını

Sığındıkları yerlerde insani şarlarda yaşama imkanlarından nasıl koparıldıklarını ve nasıl insan kaçakçılarının insafına, yoksulluğa, çaresizliğe, belirsizliğe terk edildiklerini

… gösteren ve yaşananları mümkün olduğunca onların dilinden yansıtmaya çalışan gerçekliktir.

Multeci.net, mültecilere kulak verilmesi ve mültecilerin seslerini duyurabilmesi için çabaladı. Site, 2007 yılından bu yana gönüllü bir çabanın imkan vereceği oranda onlarca mültecinin sesine, söylediklerine yankı oldu.

Multeci.net’e yansıyan onlarca hikayeden bazılarına kulak vermek bile sitenin nasıl bir amaca hizmet ettiğini ve böylesi bir imkana ne kadar ihtiyaç olduğunu belirtmek için yeterlidir.

Multeci.net

“Biz kendimizi anlatmak, suçlu değiliz demek istiyoruz: Dil bilmiyoruz, korkuyoruz”  diyerek her mültecinin yaşadığı gerçekliği ifade eden mültecinin sesine

İran’dan, Irak’a oradan Türkiye’ye sığınan yıllarca mülteci hayatı yaşayıp cebinde BMMYK’nın onu mülteci olarak kabul ettiğini belirten 3 belgeyi taşıyan ama buna karşın yok sayılan, ölüme terk edilen mültecilerin çığlıklarına

Mültecilerin, BMMYK’ya “artık yeter bize insan gibi davranın” diye haykırmasına,

Türkiye’ye çocuk olarak gelip yıllarca belirsizliğe itilen ve nihayetinde bir yetişkin olarak “artık bir geleceğim yok” serzenişine

Görmezden gelinen çeşitli şehirlerde dar bir yaşam alanına terk edilen sömürüye, tacize karşı korunmasız bırakılan kadın mültecilerin “bizi görün, biz hala yaşıyoruz” çağrısına

Türkiye’de 15 yıl boyunca sığınma girdabına sokulan, yalnız bir kadın olarak başlayan sığınma yaşamında yaşamını ikiz çocuklarını büyütüp, kanser mücadelesini veren, depreme, erkek şiddetine karşı ayakta kalmayı başaran Bahar’ın umutsuz  başlayan ama site vesilesiyle mutluluğa dönüşen çığlığına

Suriye’nin büyük göç dalgası içerisinde  sessiz sedasız hayatını ihmal ve terk edilmişlikten ötürü kaybeden pasaportta adı Jouma Taoma şeklinde yazılarak kökleri bulunan toprağa yabancılaştırılan, göç ve mülteciliğin bir gelgit misali Kürtlerin gerçekliği olduğunu gösteren Cuma Tam’ın hikayesine,

… onlarcasına daha yankı oldu.

Yaşadıkları gerçeklik yok sayılarak seslerine kulak verilmeyen, hayatları görmezden gelinen, “kaçak” diye tabir edilen göç yollarına ve insan kaçakçılarına mecbur bırakılan, kimi zaman büyük bütçeli projelerin konusu oldukları için “hizmet” görmeye başlayan mülteciler kendilerini ifade edebilsin,

Mülteciliğin ve mültecilerin anlaşılabilmesi ve sığınma alanındaki gelişmelerin mültecilerin lehine gelişebilmesi için emek veren insanların sesleri duyulabilsin

…. diye multeci.net var.

Multeci.net fonlarla mültecileri tanıyan “hizmet” sunan yerlerin aksine hiçbir maddi kazancı hedeflemeyen gönüllü çabasıyla bugüne geldi. Ve bugün Sivil Düşün Programından aldığı ama gönüllülerinin desteği olmadan asla bu hale gelemeyecek destekle 5 dilde mültecilere ulaşma onlara destek olma gayretinde.

Mültecilerin destek alabilecekleri yerlere erişimlerini kolaylaştırmak için Arapça, Farsça, İngilizce ve Türkçe dillerinde hazırlanan mülteci destek haritalarıyla multeci.net artık daha güçlü ve yararlı bir biçimde hizmette.

Sitenin bu hale gelmesi için özverili bir destek sunan tüm gönüllülerimize, Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği, Afgan mültecilerle Dayanışma Derneği, Mülteci Hakları Merkezine ve bu süreçte multeci.net ile dayanışma içerisinde olan bütün örgüt ve kişilere teşekkür ediyorum.

Yazılarıyla siteye güç veren bu yolculukta siteyi yalnız bırakmayan köşe yazarlarımız Taner Kılıç, Zakira Hekmat, Orçun Ulusoy, Mahmut Kaçan, Sema Buz, Önder Beter, Zübeyit Gün’e ve siteyle yazılarını paylaşan diğer yazarlara bu yazı vesilesiyle teşekkür etmek istiyorum.

Sitenin 2007 yılında hizmete girmesi vesilesiyle yazdığım yazıda belirttiğim üzere

“Görünmeyen, görmezden gelinen, bütün dünyayı saran ve yaşamlarının her safhasında belirsizliği bir yük gibi taşıyanlara; mültecilere adandı bu site. Çoğu zaman dertlerini anlatmak için çığlık atmaktan başka çıkar yolu kalmayan ama çığlıklarına kulak tıkananlar, tanınmayanlar, garipsenenler, hep söylemek istediklerini içlerine gömmek zorunda kalanlar. Kaçarak geldikleri, anlamadıkları dilin konuşulduğu bir yerde tercümanlar aracılığıyla dertlerini anlatmaya çalışan bir insan seline, yaşamı hırçınlığıyla gelgitlere boğan ve ne yapacağı bilinmez göç ve mültecilik deryasında yaşama tutunan insanlara adandı bu site”

Dayanışma ve destekle bu hikayenin büyümesi ve daha yararlı olması dileğiyle, multeci.net’ten selamlar

Read Previous

Mülteci Destek Haritası

Read Next

Geç gelen bahar: Van’dan Kanada’ya Baharın 15 yıllık mültecilik hayatı