Tekrar selamlar, saygılar.
Refakatsiz sığınmacı çocuk, yanında ebeveyni ya da kendisini koruyup gözeten bir akrabası olmadan başka bir ülkeye sığınan 18 yaş altı çocuk ve gençleri tanımlamaktadır. Sığınma sürecinin yetişkinler için bile ne kadar zor olduğu düşünüldüğünde, çocukların bu süreçten çak daha fazla etkilendiğini söylemek yanlış olmaz. Refakatsiz çocuklar ise, sığınmacı popülasyonu içinde en incinebilir gruplardan birisini oluşturmaktadır. Sığındıkları ülkede, hukuksal zeminde var olma savaşı veren refakatsiz çocuklar, sığınma sürecinde yetişkinlerin katlanmakta zorlandığı diğer tüm sorunlarla da baş etmeye çalışmaktalar.
İngiltere’de son günlerde aralarında Birmingham, Manchester ve Oxfordshire gibi şehirlerin de bulunduğu dokuz yerel otorite, refakatsiz çocukların ekonomik olarak “yüklerini” arttırdığına ilişkin Hükümete şikâyette bulundular. Yörelerinin milletvekilleri aracılığıyla yaptıkları şikâyette, refakatsiz sığınmacı çocuklara eğitim ve sağlık hizmetlerini sağladıklarını ve hükümetin kendilerini desteklemediğini belirtip, 30 milyon Sterlin borçlandıklarını iddia ettiler. Dokuz yerel otorite, refakatsiz sığınmacı çocuklara artık hizmet götürmeyecekleri tehdidinde bulundular. Hükümet ise, bazı rehber niteliğindeki dokümanlar hazırlayacağını ve yerel yönetimlerin ekonomik yükünü azaltacağına dair söz verdi. Birkaç insan hakları örgütü bu olayı protesto ederek, Hükümeti, sığınmacı çocukları korumaya davet etti.
Bu olayın daha iyi anlaşılması için şu noktanın altını çizmek gerek: Özellikle sığınmacı refakatsiz çocukların sınırdışı edilme kararına karşı temyize başvurulduğunda, Hükümet bu çocuklar için verdiği maddi desteği çekmekte ve bazen aylar alan temyiz aşamasında yerel yönetimler refakatsiz sığınmacı çocuklara sağladıkları hizmetlerin parasını talep etmekte. Son zamanlarda suça karıştığı, kaçak olarak çalıştığı vb. bahanelerle sınırdışı edilen çocukların sayısında bir artış yaşandığı tartışılmakta. Sınırdışı kararlarına ilişkin yapılan temyiz başvuruları, yerel otoriteler tarafından çok fazla desteklenmemekte. Bunun en önemli nedeni ise bu çocukların ekonomik yük olarak değerlendirilmesi.
İngiltere’deki refakatsiz çocuklara ilişkin durumun daha iyi kavranması için bir takım sayısal verilere değinmek yerinde olacaktır. İngiliz Göçmenlik Otoritesi olan Home Office’in verilerine göre ise günümüzde İngiltere’de 6000 refakatsiz sığınmacı çocuk yerel yönetimlerin koruması altında. BBC’nin 14 Kasım 2007 tarihli haberine göre, her yıl yaklaşık 3000 refakatsiz sığınmacı çocuğun geldiği İngiltere’de bu çocukların büyük bir kısmının düşük ücretli işlerde kaçak olarak çalıştırıldığı, bir kısmının evlerde bakıcı olarak tutulduğu ve küçük bir kısmının da seks ticaretine zorlandığı belirtilmekte.
İngiltere’de gereksinim içindeki çocukların ihtiyaçlarının karşılanması ve çok yönlü gelişimlerinin sağlanması önündeki engellerin kaldırılması görevi 1989’da çıkan ve 2004’te güncellenen Çocuk Yasası ile yerel yönetimlere verilmiş durumda. Bu yasa, Büyük Britanya’daki bütün çocukları kapsamak amacıyla çıkarıldı. Bunun yanında, Sosyal Bakım Yasası (2006), Evlat Edindirme Yasası (2002), Eğitim Yasası (2002) vb. yasalar da çocukların korunmasına ilişkin son beş yılda yenilenen diğer yasalar.
Yukarıda bahsedilen bu yasalarda çocuklara ilişkin ayırım yapılmaması özellikle vurgulanmaktayken, söz konusu olaydan hangi dersler çıkarılmalıdır? Birincisi, tüm gelişmiş Avrupa ülkelerinde olduğu gibi İngiltere’de de sığınmacı ve mültecilere kapıların kapatıldığının apaçık ortada olması. İkincisi, çocuk hakları ve özellikle çocukların korunması konusunda son yıllarda reformist çalışmalara giden İngiliz Hükümetinin, sığınmacı ve mülteci çocukların en temel gereksinimi olan sağlık ve eğitim hizmetlerini “ekonomik yük” olarak değerlendirmesi. Bir başka ifadeyle, Hükümetin uygulamada sığınmacı çocukları diğer çocuklardan ayırdığı da söylenebilir. Bu olaydan çıkarılacak üçüncü ders ise, kamuoyunun bu tür olaylara karşı tepkisel davranmamasıdır. Dördüncü ders, Çocuk Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere, temel insan hakları sözleşmelerinin bu olayla çiğnenmesidir. Bir çocuk nerede olursa olsun, temel gereksinimlerinin karşılanması ve çocuğun her türlü tehlike ve riskten korunması gerekmektedir.
Aslında bu olaydan çıkarılabilecek daha birçok ders var. Hatta bu olay özelinde, İngiltere’de refakatsiz sığınmacı çocuklara ilişkin politikalara dair yüzlerce kitap da yazılabilir. Ancak, refakatsiz sığınmacı çocukların haklarının, hayatlarının “ekonomik yük” olarak görüldüğüne dair BBC’de bir haberin yer alması bile insanın ense kıllarını kaldırmaya yetmiyor mu sizce?
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.