İnsan Haklarını İzleme Örgütüne göre Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin ellinci kuruluş yıldönümünün geri bırakıldığı günümüzde, mülteci korumasındaki bazı iyileşmelere karşın, hükümetlerin mülteci ve sığınmacılara karşı tutumları, yerel politik kaygıların etkisiyle ilgisizlik, aldırmazlık ve düşmanlık şeklinde devam etmektedir.
BMYK, kadın, çocuk, yaşlı ve ülkesi içinde yerinden edilmiş bazı grupların korunmasında ilerlemeler sağlanmış olmasına rağmen önemli eksiklikler kaldığına ve daha iyi korunmaları için gereken politikaların evrensel olarak ya da çağdaş bir şekilde tasarlanamadığına dikkat çekmektedir.
Bu eksikliklerin giderilmemesi ve daha iyi standartlar geliştirme konusundaki isteksizliğin temelinde mültecilerin aslında sığındıkları ülkelerde istenmemeleri gerçeği bulunmaktadır. Mülteci koruması ve ikameti sığındıkları ülkeler için büyük bir mali yük olarak görülmektedir ve devletler bu konudaki maliyetleri karşılama konusunda gönülsüz davranmaktadır.
Bu durumu Hürriyet Gazetesinin 25 Kasım tarihli bir haberinde görmek mümkün. Haber Kübadan İspanyaya iltica etmek üzere süreçlerini başlatan iki kadına ait. İris ve Onelia adlı kadınlar başkent Havanaan 4 Kasım 2007 tarihinde yola çıkıp önce Kahireye, buradan da THY uçağıyla İstanbul üzerinden transit Madride gitmeyi denemişlerdir. Ancak talepleri kabul edilmeyince Madrid stanbul Kahire hattında mekik dokumaya başlamışlardır. İki kadın son 20 günde 5 kez İstanbuldan Madride buradan da tekrar İstanbula gönderildi. Bu sürede 12 uçuş yapıp, 38 saat havada kalan kadınlar 7. sınır dışılığı yaşayıp son bir kez daha Madride gönderildi. İki kadın daha sonra Kübaya yollandı. Bu haber başlı başına sığınmacıları karşılama ve kabul etme konusunda devletlerin isteksizliğine ve diğer bir ülkeye sorumluluğu atma konusunda duyulan çabaya işaret etmektedir.
Oysaki sığınmacı ve mültecileri kendi ülkelerinde yaşayamama konumuna getiren olaylar dizisi çoğu zaman bu kişilerin kontrolleri dışında gerçekleşen insan hakları ihlalleri, yaygın çatışmalar ve savaşlar gibi durumlardır. Bundan hareketle sığınma isteme durumunun belirli bir zaman ve olaylar dizisi için de tüm ülkeler ve tüm insanlık için söz konusu olabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Bu yüzden sığınmacı ve mültecilere karşı konuksever olmak ve onların sığındıkları ülkelere çok değerli katkıları olabileceğini, toplumların bu katkılarla zenginleşeceğini dikkate almak gerekmektedir.
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.