Türkiye’de yürürlükte olan 1994 İltica Yönetmeliği’ne göre Avrupa ülkeleri dışından Türkiye’ye gelenler sığınmacı olarak kabul edilmekte ve kalıcı olarak yerleşememekte ve üçüncü bir ülkeye gitmeyi beklemektedirler. Türkiye daha çok bu gruplara ev sahipliği yapan bir ülkedir. Türkiye’de geçici olarak ikamet etmeyle bağlantılı olarak ise sığınmacı ve mültecilerin pek çok sorun yaşadıkları görülmektedir. Barınma, beslenme, giyecek, ısınma, ekonomik gelir gibi temel gereksinimleri yanında dil bilmeme, kültürel yabancılık ve uyum sağlama konusundaki güçlüklerle de karşılaşmaktadırlar. Bunlara köken ülkelerinde sahip oldukları konum ve ilişkilerin kaybı da eklendiğinde çok boyutlu gereksinimler ortaya çıkmaktadır.
Kendi ülkesini terk etmek zorunda kalmayla başlayan, Türkiye’ye sığınmayla devam eden ve üçüncü bir ülkeye gidişi bekleyen sığınmacı ve mülteciler için sürecin tümü belirsizlik ve kaygılarla doludur. Aile, akraba ve komşular gibi sosyal destek sistemlerini kendi ülkelerinde bırakan zorunda kalan sığınmacı ve mülteciler sorunlarını da kendileri çözmeye çalışmaktadırlar ve bu süreçte çoğunlukla profesyonel yardım ve destek alamamaktadırlar.
Mülteciler aynı zamanda sosyal sistemlerin bir parçasıdır. Bu nedenle mültecilere yönelik uygulamaları planlarken, politika sistemi, yasalar sistemi, toplum sistemi, hizmetler sistemi gibi sistemlerin uygulamalar üzerinde doğrudan etkisini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Makro düzeyde birtakım değişiklikler, mikro düzeyde birey / aile ile çalışmayı destekleyecek hale getirildiğinde uygulamalar amacına ulaşmış olacaktır. Sistemler arası ilişkiler ve genel sığınma sisteminin bileşenlerinin ortaya konması ve bu sistemlerin karşılıklı etkileşiminin farkına varılması ile birlikte konuya yönelik uygulamalar anlam kazanacaktır.
Sığınmacı ve mültecilere yönelik kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin sınırlı hizmetleri dışında sistemli bir hizmet ağının yokluğu çok temel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye açısından sığınmacıların gelişlerinden, üçüncü bir ülkeye gidişleri ya da ülkelerine geri dönüşlerine kadar bir hizmet sistemine ihtiyaç vardır. Bu belki de mültecilerin yoğun olarak yaşadıkları illerde bir başvuru biriminin oluşturulmasından başlayarak yapılandırılabilir. Bu oluşum içinde yeni gelen bir kişinin kaydı alınıp, gereksinimler tespit edilebilir. Özellikle mültecilerin toplu ikamet ettikleri uydu illerde temsilcilerinin seçimi, ihtiyaç değerlendirmesi için çok önemlidir.
Tüm bu boyutları dikkate alan, sığınmacılar ve mülteciler için barınma, beslenme, gelir, eğitim, dil, uyum vb. tüm gereksinimlerini karşılamaya yönelik hizmet ve uygulamalara ihtiyaç bulunmaktadır. Bu boyutlardaki gereksinimleri sığınmacılar arasındaki farklılıkları dikkate alarak, çok boyutlu, sürdürülebilir hizmetlerle karşılamak mümkündür.
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.