AB İltica Politikasına Eleştirel Bir Analiz: Tampere’den Düşüş
1. AB İltica Politikasına olan Gereksinim
90‟lı yılların karmaşıklığında çıkan AB iltica politikası
İltica ve göç konusunda Avrupa‟da uzun zamandan beri bir işbirliği söz konusu. Başlangıcını 70‟li yıllarda TREVI 1 isimli çalışma grubu gibi hükümetler arası forumlarda görmek mümkün. 80‟li yılların ortasına kadar işbirliği sadece teknik bir husus olarak kabul edilmiş olup yapılan tartışmaların içeriği pek şeffaf değildi. 1986 yılında Tekil Avrupa Anlaşması ile ve Schengen Anlaşması öncesinde hudut kontrollerin azalacağı beklentisiyle göç, sınır kontrolü ile iltica politikasında ortak bir tutuma olan gereksinim iyice belirginleşti. 90‟lı yıllarda AB‟ye yapılan iltica başvurularının coğalması ile (büyük ölçüde Balkan‟larda yürütülen savaş nedeniyle) AB üyesi ülkeler arasında iltica ve göç politikalarında daha iyi bir koordinasyon, yani uyumlu ve dengeli olması isteği AB‟nin siyasi gündeminde önemli bir yer işgal etmeye başladı. 15 üye ülkenin arasına girmek üzere olan 10 ülkenin kamuoyunda iltica ve göç önemli bir konu sayılır. Soğuk savaşın bitmesi ve Berlin duvarının yıkılması birçok insanın hareket etmesini ve daha önce istikrarlı olan ülkelerin istikrarsız bir konuma düşmesini beraberinde getirdi. Eski Yugoslavya‟dan kaçan insanların ana hedefi olan Almanya bu süreçte belirleyici bir rol oynadı. Bir taraftan Avrupa ortaklarına daha fazla sorumluluk almaları için baskı yaparken öte yandan dış sınır kontrolü için ortak önlemlerin alınması için de onları zorladı…
Yazının devamına linteki Pdf dosyasından ulaşabilirsiniz
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.