Tedavisi aksayan Suriyeli “misafir” öldü

0112ohbrSuriye’deki iç savaş nedeniyle ailesiyle beraber Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan Cuma Tam (Jouma Tamou) dün sabah yaşamını yitirdi.

4-8 Ekim 2013 tarihlerinde Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatılı tedavi gören Tam, kronik obstrüktif akciğer hastalığı dolayısıyla heyet raporuyla günde en az 16 saat oksijen konsantratörü ve 13 ilaç kullanması gerektiği belirtilerek taburcu edilmişti. Hastaneden taburcu edildiği 8 Ekim’den 20 Ekim’e kadar oksijen konstraktörü ve yaklaşık maliyeti 200 TL olan 13 ilacı temin edemeyen Cuma Tam 5 Aralık sabahı yaşamını yitirdi.

130123

Her yere başvurduk sonuç alamadık

Cuma Tam’ın Van’da yaşayan akrabası Sadrettin Tam, ilaçların temini için eczaneye gittiğini fakat eczanenin valilikten bir yazı getirmesini istediğini belirterek valiliğe ilaçları almak için yaptığı başvurudan sonuç alamadığını söyledi. İlaçların ve oksijen konstraktörünün temini için hem AFAD hem valiliğe bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına yaptıkları başvuruların da sonuçsuz kaldığını belirten Tam, bu nedenden dolayı Cuma Tam’ın 12 gün boyunca tedavi olamadığını söyledi.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına oksijen makinesinin ve ilaçların temini için yapılan başvurunun “Suriyelilere yardım etme yetkimiz yok” denilerek geri çevrildiği ve Van Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmet Müdürlüğüne yapılan başvurudan da sonuç alınamadığı öğrenildi.

155604

İlaçları kullanmadığı zaman; vücudu şişti, beslenemedi,  bilinç kaybı yaşadı

8 ay önce Suriye’den kaçarak Türkiye’ye sığınan Tam ailesi, akrabalarının Van’da yaşamalarından dolayı Van’a yerleşmişti.Türkiye’ye sadece bir battaniyle geldiklerini belirten aile, elektrik, su, kira gibi masrafları karşılamakta zorlanmanın yanında sağlıklı beslenemediklerini daha ucuz olması nedeniyle bayat ekmek aldıklarını belirtmişlerdi. Cuma Tam’ın eşi Xezal (Ghazal) bu konuyla ilgili sitemizde 13.11.2013 tarihinde yayınlanan Bayat ekmek yiyiyoruz, solunum cihazı nasıl alalım! başlıklı haberde ilaçları ve oksijen konsantratörü alacak durumda olmadıklarını belirtmişti. Xezal, eşinin hastaneden taburcu olduktan sonra iyi durumda olduğunu, kalkıp dolaşabildiği, rahat konuşabildiğini  fakat gün geçtikçe durumunun kötüye gittiğini belirtti. İlaçların ve oksijen makinesinin Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Sosyal Hizmet Birimi tarafından kendilerine eşinin taburcu olmasından 12 gün sonra temin edildiğini belirten Xezal bu süre zarfında eşinin bilinç kaybı yaşadığını, vücudunun şiştiğini, beslenemediğini ve durumunun günden güne kötüye gittiğini belirtti. Xezal  eşinin ilaçları ve makineyi kullanmaya başladıktan sonra durumunda düzelme olduğunu ama bir süre sonra rahatsızlığının arttığını belirtti.

Suriye’deki savaş halini buraya tercih etmek

Günlük ortalama 20 TL kazanarak aileyi geçindirmeye çalışan 17 yaşındaki Yusuf daha önce onlarla beraber kalan damatlarının ve kardeşinin Türkiye’deki geçim sıkıntısı nedeniyle yaşanan iç savaşa rağmen Suriye’ye dönmek zorunda kaldığını belirtti.

Soba var, kömür yok

Yusuf, birkaç gün önce ev sahibinin kira için geldiğini fakat kirayı ödeyecek paraları olmadığı için süre istediklerini belirtti. Havaların çok soğuduğunu belirten Yusuf, soba bulabildiklerini ama yakacaklarının olmadığını, belediyenin kömür vereceğini söylemesine karşın hala getirmediğini ve 4 torba kömürü komşularından ödünç aldıklarını belirtti.

Yaşam hakkı ihlali var

Konuyla ilgili görüştüğümüz  Van Barosu Mülteci Hakları Komisyonu başkanı Av.Mahmut Kaçan şunları belirtti: Öncelikle Suriye’li Cuma Tam’ın mülteci olup olmamasından bağımsız olarak kendisine durumunun da aciliyeti gözönünde bulundurularak gereken tedavi ve hizmetlerin sağlanmamasından dolayı bu olayın kesinlikle yaşam hakkı ihlali kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor. Suriye’deki iç savaş nedeniyle Van’a gelerek akrabalarından destek almaya çalışan ve çok kötü şartlarda yaşayan bir mültecinin bu şekilde hastane tarafından verilen raporda belirtilen oksijen makinesini ve ilaçları alamayacak durumda olduğu bilindiği halde, mültecilik koşullarının gözetilmeyerek hastaneden taburcu edilmesi açıkcası bu kişiyi ölüme göndermekle eşdeğer niteliktedir. Aynı zamanda Türkiye hükümetinin ilan ettiği Suriyeli mültecilere yönelik açık kapı politikası Türkiye’de bulundukları zaman her türlü korumadan yararlanacaklarına yönelik yetkililerin açıklamalarına rağmen mültecilerin böyle muamelelere maruz kalması aynı zamanda Suriyeli mültecilere yönelik politikayla ciddi bir çelişki arz etmektedir. Özellikle kamp dışındaki mültecilerin, eğitim, sağlık hizmetlerine erişim konusunda ciddi sıkıntılar bulunmaktadır. Aynı zamanda kamp dışında kalan mültecilerin yaşadıkları hak ihlalleri konusunda bu alanda çalışan STÖ’ler nezdinde girişimlerimiz olacak.

Olayı yargıya taşıyıp takipçisi olacağız

Kaçan, ilaçları bir seferliğine Van Eczacılar odası tarafından sağlanan Cuma Tam’ın daha sonra tedavisinin aksamaması ,ilaçlarını alabilmesi için Van Barosu Mülteci Hakları Komisyonuna dilekçeyle başvurarak yardım talebinin bulunduğunu belirtti.  Kaçan aileyle görüştükten sonra en kısa sürede sorumlularla ilgili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacaklarını ve aileyle yapacakları görüşmeden sonra dava açabileceklerini belirtti.

Daha önce yaptığımız haberde yazın çocuklarıyla beraber Şanlıurfa’ya gidip pamuk toplayarak yaşadıkları geçim sıkıntısını çözeceğini belirten Cuma Tam akrabalarının ve bir BDP’li görevlinin katıldığı cenaze töreni sonrası Karşıyaka Mezarlığında toprağa verildi.

124353

Multeci.net / ÖZEL HABER

Bilgi notu: Suriye’den Türkiye’ye gelen mülteciler, Türkiye tarafından “misafir” olarak tanımlanmaktadır. Misafir tanımlaması sığınma alanında hem ulusal hem uluslararası mevzuat kapsamında karşılık bulan bir terim değildir. Bu tanımlama hemen hemen Türkiye’nin bütün illerine yayılan Suriyeli mültecilerin durumuyla ilgili belirsizlik oluşturmakta, kurumlar Suriyeli mültecilerle ilgili farklı uygulamalar sergilemektedir. Suriyeli mültecilerin sağlık konusunda sorun yaşamamaları için bir genelge bulunmasına ve bu genelge gereği ilaçların ve tedaviye erişimlerinin sağlanması gerekmesine karşın uygulamada ciddi sıkıntılar bulunmaktadır. Özellikle Suriyeli mültecilerin yoğun olarak yaşamadığı illerde resmi kurumların Suriyeli mültecilerle ilgili sorumluluk almaktan kaçındığı görülmektedir.

Read Previous

STÖ’lerden Özbek Mülteciler açıklaması: Gereğini yapın demiştik

Read Next

Milletvekillerine açık mektup: Geri Kabul Anlaşması