Fillippo Grandi’ye açık mektup: Afganistanlı mültecilere yönelik ayrımcılığa son verin

2013 yılından bu yana sığınma başvuruları Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Ofisi tarafından değerlendirilmeyen Afganistanlı mülteciler, BM Mülteciler Yüksek Komiseri Fillippo Grandi’ye açık mektup yazarak destek istedi.

20 Haziran Dünya mülteciler günü vesilesiyle seslerini Türkçe, İngilizce ve Farsça yazdıkları mektup aracılığıyla duyurmaya çalışan Afganistanlı mülteciler, Grandi’ye seslenerek BMMYK Türkiye Ofisinin kendilerine yönelik ayrımcı uygulamalarına son vermesini talep ediyor.

Afganistanlı mültecilerin bütün çabalarına ve 2014 yılında 53 gün süren açlık grevine rağmen BMMYK’nın ayrımcı uygulamalarına son vermediği  belirtilen mektupta Afganistanlı mültecilerin BMMYK göç mekanizmasına olan güvenlerini yitirdiği belirtilmekte. Suriyeli mültecilerden sonra yasal olmayan yollarla Avrupa’ya giden ikinci büyük grubun Afganistanlılardan oluştuğu belirtilen mektupta BMMYK Türkiye Ofisinin eski verileri dikkate alarak politikasında herhangi bir değişikliğe gitmediği ve bu durumun Afganistanlı mültecileri mağdur ederken insan kaçakçılarını kazançlı çıkardığı ifade edilmekte.

Türkiye’deki Afganistanlı mülteciler, BMMYK Türkiye Ofisinin kendilerine dönük ayrımcı uygulamalarına son vermesi, Afganistanlı mültecilerin sığınma başvurularının değerlendirilerek biran önce açıklanması talepleriyle son verdikleri mektupları aracılığıyla BM Mülteciler yüksek Komiseri Fillippo Grandi’nin taleplerine tatmin edici bir cevap vermesini umuyorlar.

Mektubun tam metni:

Türkiye’deki Afganistanlı Sığınmacılar ve Mülteciler’den

UNHCR Yönetim Kurulu’na – Cenevre

Sayın Filipo Grandi, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri

Hürmetlerle!

Afganistan’da elli yıla yakın süren savaş ve istikrarsızlıktan, tüm insani kayıplardan ötürü insan hakları örgütlerinin ve mülteci-sığınmacı hukukunu koruma yükümlülüğü taşıyan kuruluşların Afganistanlı sığınmacılarla özenle ilgilenmelerini istemenin makul bir beklenti olduğunu düşünüyoruz. Ama ne yazık ki insan hakları örgütleri/kuruluşları bunun aksine Afganistanlı mültecilerin/sığınmacıların artan sorunlarına karşı hassasiyetlerini giderek kaybetmiştir.

Türkiye’de sığınmacılar ve mültecilerle ilgilenen en itibarlı ve yetkin kurum olan UNHCR (BMMYK) Türkiye Ofisi, son yıllarda Afganistanlı sığınmacılara karşı bir çok ayrımcı uygulamayı gerçekleştirip mümkün olduğunca Afganistanlı sığınmacıları ötekileştirmeye çalışmıştır. Türkiye’deki UNHCR ofisinin Afganistanlı sığınmacılara karşı sergilediği iki önemli ve aşikar ayrımcılığa değinmek istiyoruz.

1. Son beş yılda UNHCR Türkiye Ofisi mantık dışı gerekçelerle Afganistanlı sığınmacıların sığınma taleplerini ret etmiştir. Afganistanlı mültecilerin hemen hemen tüm mülakatları iptal edilmiştir. İstisnalar dışında son dört yılda Türkiye’ye gelen Afganistanlı mültecilere mülakat tarihi bile verilmemiştir. UNHCR Türkiye Ofisinin Afganistanlı mültecilerin sığınma başvurularını kabul etmeme nedenleri şöyledir: Afganistanlı sığınmacıların göçmen olarak görülmesi, Afganistanlı sığınmacı sayısının fazla olması, Afganistanlı sığınmacıların uzun bir süre İran’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye sığınması.

2. Türkiye yasaları, Cenevre sözleşmesinde kabul edilen vatandaşlık elde etme, ikametgah seçimi, istihdam, seyahat özgürlüğü vb. gibi çoğu hakkı sığınmacılara sağlamamaktadır. Bu nedenle, Türkiye’de ikamet eden sığınmacılar, onları kabul eden üçüncü ülkelerin açıkladıkları kontejanlar göre başka ülkelere gönderilmektedir. Ne yazık ki Afganistanlı mültecilerin çoğunluğu ayrımcılığa maruz kalıp üçüncü ülkeye gönderilmemektedir. Örneğin; 2015 yılında Suriyeli mülteciler dışında başka ülkelere gönderilen 20 bin mülteciden yalnızca 500’ü Afganistan uyrukluydu.

Afganistanlı mültecilerin sığınma başvurularının değerlendirilmemesi ve başka ülkere gönderilmemesi, mantıkdışı, yersiz, insan haklarına ve mülteci haklarına aykırı bir durumdur. Aşağıda BMMYK’nın (UNHCR) Afganistanlı mültecilere karşı tutumunun neden yanlış olduğu kısa bir şekilde açıklanmıştır.

Uluslararası kuruluşlar ve insan hakları gözlemcilerinin tüm raporları, Afganistan’ın şuanki durumunun insan hakları ihlalleri açısından iyi durumda olmadığını belirtmekle kalmıyor aynı zamanda mevcut kötü tablonun daha da kötüleşeceğini göstermektedir. Afganistan gerçeğinde çoğu ilde savaş ve istikrarsızlığın yayılması, İŞİD gibi yeni terör örgütlerinin mevcudiyeti, artan ekonomik ve siyasi yolsuzluk, köklü tarihi kötülükler, geleneksel, kültürel, mezhebi ve cinsiyet ayrımcılığın varlığı herkesçe bilinen bir gerçektir. Tüm bunlara rağmen sığınmacıların haklarını savunmakla yükümlü olan bir kurum olarak UNHCR Türkiye ofisi Afganistanlı sığınmacıların dertlerini dinlemeden Afganistanlı sığınmacıların büyük çoğunluğunu “ekonomik” göçmen olarak kabul etmektedir. Ekonomik sıkıntılardan ötürü sığınanların bile dertlerinin dinlenmesi onların doğal hakkıdır. Bütün sığınmacıların sığınma başvurularına, sığınmacılar dinlendikten ve başvurularıyla ilgili bir değerlendirme yapıldıktan sonra açıklık getirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

Ne UNHCR İran ofisi ne de İran hükümeti Afganistanlı sığınmacıların taleplerini kabul etmemektedir. İran’da bulunan Afganistan vatandaşları Cenevre sözleşmesinde yeralan hiçbir hak ve hukuktan  yararlanmamaktadır Bununla beraber, insan hakları gözlemci kurumlarının raporlarına göre İran’daki Afganistanlılar değişik sistematik ayrımcılıklara ve toplumsal dışlanmalara maruz kalıp Afganistan’a zorla sınırdışı edilme veya Suriye gibi bölgesel savaşlara zorla gönderilme gibi birçok tehlikeyle karşı karşıyadırlar.

Bu durumdan kaynaklı Afganistanlı sığınmacıların bir kısmı İran’ı terkedip Türkiye’deki UNHCR’a sığınma talebinde bulunmaktadır. Bu durumdaki sığınmacıların, sığınma başvurularının adilce değerlendirmemesinin hiçbir hukuki dayanağı yoktur.

UNHCR verilerine göre Türkiyedeki Afganistanlı mültecilerin sayısı Ocak 2014’ten Nisan 2016’ya kadar 9.500 (dokuz bin beş yüz)’ten 106.000 (yüz altı bin)’e ulaşmıştır. Buna göre, Suriyeli mültecilerden sonra Afganistanlı mülteciler sayı bakımından ikinci sırada yer almaktadır. Bu konuda iki konuya dikkat edilmeli. Öncelikle, Türkiye’de bulunan çok sayıda Afganistanlı mülteci için UNHCR’ın daha fazla çaba göstermelidir. Afganistanlı mülteci sayısının fazla olması, bütün Afganistanlı mültecilerin iltica dosyalarının değerlendirilmemesine sebep olmamalıdır.

İkincisi, UNHCR tarafından belirtilen Afganistanlı mülteci sayısı sadece UNHCR tarafından kayda geçirilmiş olanları kapsamaktadır. UNHCR’ın işlevsiz ve önyargılı politikalarından dolayı, başka ülkelerden gelen mültecilerden farklı olarak çok sayıda Afganistanlı mülteci UNHCR sisteminden ümitleri keserek yasal olmayan yolları kullanarak Türkiyeden Avrupa ülkelerine gitti. Tahminlere göre 2015 yılında  Türkiyenin farklı şehirlerinde oturanlar Afganistanlı mültecilerin %95’i Suriyeli ve Iraklı mülteciler ile beraber yasal olmayan yollarla Türkiye’yi terk etmişler. Buna rağmen, Türkiye’deki UNHCR yanlış verilerin düzeltilmesi konusunda herhangi bir adım atmamış ve hala yanlış verilere dayanarak politikasını yürütmektedir.

–          Mülteci kabul eden ülkelerin, Afganistanlı mülteciler için kontejan vermemesi iddiası (doğru ise) Afganistanlı mültecilere karşı önyargılı davranmanın göstergesidir ki çözülmelidir. Türkiye’deki UNHCR özellikle bu konuda adım atmalı, bu önyargıyı ortadan kaldırmalıdır. Türkiye’deki UNHCR, bu apaçık önyargı konusunda adım atmamakta ve kendisi de bu konuyu suistimal etmektedir. Bu gerekçe ile UNHCR Afganistanlı mültecilerin iltica istekleri konusunda görevini yapmamaktadır.

Afganistanlı mülteciler çeşitli yollardan Türkiye’deki UNHCR’ın  yanlış, işlevsiz, önyargılı politikasına itiraz etmişlerdir. Afganistanlı mülteciler 2014 yazında Türkiye’deki UNHCR’ın önünde 50 günden fazla açlık grevinde bulunarak bu itirazlarını duyurmaya çalıştılar. Maalesef Türkiye’deki UNHCR itirazları ve açlık grevini gerçekleşmeyen vaatler ile cevapsız bıraktı.

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü eşiğinde, Türkiye’de kalan Afganistanlı mülteciler yine şiddetli itirazlarını ve Türkiye’deki UNHCR’ın önyargılı politikasına karşı aşağıdaki isteklerini Cenevre’deki UNHCR’a bildirmektedir:

  1. Türkiye’deki Afganistanlı mültecilerin birincil hakkı olan iltica hakkı kapsamında dosyalarının değerlendirmesi garantiye alınmalıdır. Belirli bir çizelge çerçevesinde mülâkatları yapılmalı ve mülâkatlarının sonuçları olabildiğince hızlı bir şekilde açıklamalıdır.
  2. Afganistan uyruklu olmaları üçüncü bir ülkeye yerleştirilmelerine engel olmamalıdır. Afganistanlı mültecilerin üçüncü ülkeye yerleştirilmeleri için adil bir kontenjan sağlanmalıdır. Eğer mülteci kabul eden ülkeler, Afganistanlı mültecileri kontenjan vermiyorsa, bu konuda UNHCR çaba göstermeli ve uyruğa dayanarak sağlanan kontenjan sistemini ortadan kaldırmalıdır.
  3. Geçen yılların tecrübelerine göre, Türkiye’deki UNHCR’ın önyargılı davranışı Afganistanlı mültecilerin Türkiye’ye gelmesini engellememiştir. Bu politikaların sonucu olarak Afganistanlı mülteciler UNHCR’ın göç mekanizmasına karşı güven kaybı yaşamıştır. Bu politikaların devam etmesi durumunda, mültecilerin yasal olmayan yolları seçerek er yada geç yeni mülteci dalgasıyla yeni yollar bularak başka ülkelere gitmeye çalışacaklardır. Bu durumda geçmişte olduğu gibi, kazanan sadece insan kaçakçıları olacaktır. Türkiye’deki UNHCR’ın mültecilerin korunması, onların zarar görmemesi konusunda büyük manevi sorumluluğu bulunmaktadır.
  4. Son bir yılda Türkiye’deki UNHCR  ve yerel paydaş kuruluşlar (ASAM, HRDF, ve …..) mülteciler için çeşitli pahalı projeler yürütmektedir. Mülteciler için yürütülen bu projelerin değerlendirmesinde, planlama, yürütme, ve gözetim kısımlarında mültecilere aktif görev verilmesi daha uygun olacak ve projelerin yararlılığı artacaktır. Hali hazırda Türkiye’deki UNHCR ve paydaş kuruluşlarının projeleri mülteciler açısından büyük bir soru işaretleri taşımaktadır.

Son olarak Türkiye’deki Afganistanlı mülteciler olarak iltica dosyalarımızın değerlendirilmesinde ve bütün mültecilik işlemlerinde uyruk, ırk, mazhep, cinsiyet, … bağımsız olarak eşitlik ve adalet ilkesinin temel alınmasını talep etmekteyiz. Umarız UNHCR’ın baş komiseri ve yürütme komitesi Türkiye’deki Afganistanlı mültecilerin seslerini duyar ve en kısa zamanda taleplerimize tatmin edici bir cevap verir.

Saygıyla

Türkiyedeki Afganistanlı Mülteciler

DAĞITIM:

  • UNHCR- Ankara Ofisi
  • TÜRKİYE CUMHURİYETİ GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ- ANKARA
  • Uluslararası Af Örgütü
  • İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW)
  • AVRUPA PARLEMENTOSU
  • AMERİKA ELÇİLİĞİ, KANADA ELÇİLİĞİ, AVUSTRALYA ELÇİLİĞİ, YENİ ZELANDA ELÇİLİĞİ, … VE AVRUPA BİRLİĞİ Üyesi olan bütün ülkelerin Türkiyedaki BÜYÜKELÇİLİKLERİ
  • ASAM Ana Merkezi, HRDF,

Read Previous

Batı sınırından doğu Sınırına: Geri Kabul Anlaşması, “Push Back” ve Özbek mülteciler

Read Next

Van milletvekili Ertan’dan “Müge Anlı ile Tatlı Sert” hakkında soru önergesi